Kullanılan nüanslar’la ilgili gırtlak hareketleri (piano, forte, kreşendo) dekreşendo, portamento, giissando vb.b)

Şan Derslerindeki Terimler

Bir müzik yapıtını tekdüzelikten kurtarmak, parçaya daha bir müzikal boyut katarak etkisini artırmak için bazı nüanslar kullanılır.

Nüans sözcüğü TDK Türkçe sözlüğüne göre “-ayırtı Aynı cinsten olan şeyler arasmdaki ince fark”; Mahmut R. Gazimihal’in Musiki sözlüğüne göre de şöyle açıldanmıştır.

“-incefark — (Estetik mefhumu olarak) Her musiki buluşunun özünde bir ifade kuvveti vardır. Nüanslı (ince farklı) ve ifadeli bir yorum sağlayabilmek üzere muhtelif seslere türlü kuvvet veya tatlılık derecesi verdirilir. Derecelerin her farklı inceliğine nüans denir. Bu sebepledir ki nüans meflıumunu ince fark bileşikliği ile ifade ederiz.”

En sık kullanılanların, şan tekniği açısından incelendiğinde bazı özellikler görülür.

Piano: Türkçe’de orijinalindeki gibi piano şeklinde yazılır. (enstrüman anlamma gelen ise, piyano şeklinde yazılır) işareti (p) dir hafif sesle söyleneceği anlamına gelir;

mezzopiano işareti (mp) ‘ dir, orta hafiflikte söylenecek demektir;

pianissimo işareti (pp)’dir, çok hafif söyleneceğini belirtir; çok daha hafif üç piano pianississimo işareti (ppp)’dir, piano-forte hafif sesten kuvvetli sese birden geçileceği anlamındadır. İtalyanca da derhal demek olan subibo sözcüğüyle birleştirilerek subitoforte de denilebilir, bunun tersi de kuvvetli sesten birden bire hafif geçileceğini belirtmek içinde subitopiano deyimi kullanılır

Şan açısından: Piano söylemek hiçbir zaman rezonanssız, duyulmayacak şekilde söylemek değildir.

Şan’da genel kural çıkanlan her tonda mutlaka hem göğüs rezonansı, hem de larenks, farenks, ağız içi boşluğu burun konkalan, sinüs boşluklan ve beynin içinde yer aldığı kafasındaki tüm boşlukların rezonansını kapsayan kafa rezonansı bulunmalıdır. Her tonda bu rezonanslar dengeli bir oran içinde bulunur.

Alt tonlarda yani kalın seslerde göğüs rezonansı ağırlıkta olmakla birlikte mutlaka belli oranda kafa rezonansmın da eklenmesi gerekir, aksi halde ses kof ve tınısız olur, uzağa gitmez. Bunun en gibi en üst, en ince tonlarda bile kafa rezonansı söz gelimi %90 ise %10 oranında da göğüs rezorıansı bulunması gerekir, eksikliğinde ses tınılı fakat volüm bakımından küçük kalır, forteler de doyurucu olamaz. Sesin kuvvetli ya da hafif çıkartılması, subglotta toplam havanın diyafram yardımıyla az veya çok üflenmesine bağlı olduğu kadar sesin rezonatörlere yönlendirilmesiyle de ilintilidir.

Genel kuralı anımsattıktan sonra sesin nasıl hafif çıkarılacağmın açıklaması daha kolay anlaşılabilir. Özellikle tiz tonlarda piano yapmak çok zordur ve ustalık ister; diyafram desteği aniden ve tümüyle yok edilirse ses kırılması, çatlaması denen tatsız olay meydana gelir. Bu nedenle bir ölçüde ağızı hafif kapatarak ağız için boşluğunu küçültmekle, göğüs rezonansı dozunu en aza indirerek ve bunun yanısıra diyafram desteğini ayarlayarak üflenen hava basıncını da azaltarak başaralı ve sağlık bir piano yapılabilir. Bu kural yukarıda belirtilen pianonun dereceleri için de geçerlidir.

Forte: işareti (f)’dir volüm bakımından kuvvetli, gür bir sesle söylenecek demektir; daha güçlüsü fortissimo işareti (ft)’dir; en güçlü en gür söyleme ise fortississimo işareti (fff)dir.

Şan açısından: Nasıl ki piano söylemek sesin duyulmaması demek değilse, forte söylemek de bağırmak anlamına gelmez.

Spor gösterilerinde heyecana gelen izleyici bağırır, sonra da üç, beş gün sesi kısılır, çıkmaz. Bir sokak satıcısı bağınr; eskiden onlarda her satıcının sattığı şeyin türüne göre melodik bir biçimde malını pazarlar, geldiğini müşterisine duyururdu. Ne söylediklerini duymasanız, anlamasanız bile soğuk kış gecelerinde bir salepçinin, bir bozacının sesi içinizi ısıtır. Bir yoğurtçunun veya bir simitçinin sesini diğerlerinden ayırabilirdiniz. Ama bir şarkıcı kesinlilde bağırmamalıdır.

Deneyimsiz ya da ses eğitiminden yoksun kişilerin forte ile zorlama anlamına gelen forse’yi kanştırdıkları sıklıkla görülür. Güçlü söyleyeceğim diye kesinlilde ses tellerini zorlamamak gerekir.

Anlam yönünden olduğu gibi şan tekniği açısından da forte, pianonun tersidir. Forte söylemek için diyafram basmcı ve göğüs rezonansı dozu gerekli oranda arttırılır. Ağızm açıklığı oranında göğüs rezonansı artar. Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın çok az açılmış ağızla forte yapılamaz, ağız açmada forte yapmaya çalışıldığmda bu, ses tellerini zorlayan forse’ye dönüşür. Fortenin dereceleri de belirtilen bu iki işlemin az veya çok arttınlmasıyla ayarlanır.

Kreşendo: Crescendo, işareti cresc. Latince kökenli crescere flulinden türeyen bu İtalyanca sözcük, müzikte hafif başlayan bir cürnlenin giderek kuvvetleneceği anlamına gelir. Sempre ccresc. Sürekli kreşendo; crec. Poco a poco azdan başlayarak aşamalı olarak güçlenme anlamına gelir. Kreşendo, sürtone ile aynı anlama gelen Creschi yani tizleşme ile karıştınimamalı.

Şan açısından: Piano ve forte’de uygulanan yöntem yavaştan başlayarak geliştirilmek koşulu ile aynıdır. Bunun da poco a poco aşamalı yapılanı vardır.

Dekreşendo; Decrescendo, işareti decresc. Dir. Kreşendonun zıttı olan kuvvetliden başlayan bir müzik cümlesinin ya da bir tek tonun giderek hafifleyeceğini belirtir.

Şan açısından: Kreşendo ‘ dakinin ters uygulaması yapılır.

Portamento: Portamento di voce’de denir; İtalyanca portare, taşımak fiilinden kaynaklanır; yani sesi taşımak, sesi bulunduğu tonda alıp belirtilen bir başka tona taşımak anlamına gelir. Legato’yu belirten, iki nota arasındaki bağ işaretinin üstüne veya tek başına port kısaltma işaretiyle belirtilir. Sesi iki nota arasında keskin bir zıplamayla değil,abartmadan biraz kaydırarak bağlama yapmayı gerektirir. Kaydırma anlamına gelen glissando bunun biraz daha abartılısıdır.

Şan açısından Portamento kalın bir sesten ince bir sese ya da tersi, ince sesten kalın sese yapılabilir. Her ikisinde de temel kural, ses bölgeleri, yani register’den bir başka registere geçişde dikkat edilmesi gereken geçit tonlarını hesaba katarak uygun rezonatör değişimlerini bilinçli ve doğru bir şekilde yaparak ve elverdiğince geçişleri belli etmeden sanki aynı bölgede söylüyormuşçasına doğru olarak sesin başlangıçtan bitim noktasına taşınmasıdır.Bu arada diyafram desteği hiçbir zaman unutulmamalıdır.

Eski söyleyiş tarzında, eski modada portamento ve giissando daha altı çizilerek, abartılı bir şekilde yapılırdı, fakat günümüzün müzikal zevkine göre bu belli belirsiz ve daha asil bir şekilde yapılmaktadır.

THM’den bir örnek olarak “Aaaah… (port.) … Gesi bağlannda…” ya da “Beeeen… (port)… susadım…” türküsü gösterilebilir

Kullanılan süslemeler — ornaments’lerle ilgili gırtlak hareketleri, (çarpmaappjatür, işleme brodöri, kümecilikler-grupetto, sürekli çarpma-tril, ikili veya üçlü çarpma-mordan vb):

Süslemeler . Ornaments; İtalyanca ornare süslemek fiulinden gelen ornamento süs demektir, çoğulunun ornamenti olması gerekir.

Düz bir melodinin, geleneklerden doğan ve yorumcunun zevk ve ustalığı oranında süslenerek seslendirilmesinden kaynaklanmıştır. Ezgilerin notaya geçirilmesi ve okunmasmda kolaylık sağlamak amacıyla, sıkça yapılan süsleme türleri bazı isimler altında kalıplaştırılmıştır. M.R. Gazimihal, Musiki sözlüğünde “süs notalan, bezentiler” deyimlerini kullanmış ve şu açıklamayı getirmiştir.

‘… İfadenin şive gücünü artırmak için esas bir sese katılan nağme notalan. Başlıcaları şunlardır:

çarpma (-appoggiatur), işleme (-brodörü), notacıklar — bezenek (- fioritur), kümecik (-grupetto), sessürtümü (-port de Woix), tril kavraç (-mordant), ses geçidi (roulade; gessang passage) v.b. Gerçekten de bütün bunlar seslerin yepyeni bir çeşni edinmesini mümkün kılıyorlar. Eski lağutacılar ve ilk süvit klavsencileri süslemeciliğe revnak kazandırıp işin fazlasıyla irticali, fakat zevk inceliği gösteren göreneği epey devam da ettirmişti. — Kısa süs de denir, fiili süslemek— orner”
Türk Müziğinde notanın kullanılmadığı dönemde kulaktan duyarak ezberleme yöntemiyle ustadan çırağa geçen icra özelliklerinin tümü, eserlerin notaya aktarımından sonra da TSM notalarında büyük ölçüde belirtilmeyip gelenek ve görenek ile yorumcunun bilgi ve zevkine bırakılmıştır. THM eserlerinin derlenip, notaya alınmasında ise Cumhuriyetin ilk yıllarında gerek yabancı uzmanların gerekse bilimselliğin ön plana geçmesi eğitimiyle yetişmiş kuşaktan olan müzik ve bilim adamlarının titiz çabaları sonucu daha olumlu davranılmış, pek çok eser kaynakta yorumlandığı şekliyle saptanmıştır. THM’nin orta kuşak müzikçilerinin Yücel Paşmakçı, Mehmet Özbek gibi bir bölümü de bu yolun takipçisi olmuş alınan notalarda okuma güçlüğüne karşın, hemen hemen tüm süsleme notaları belirtilmiştir.

Çarpma: Acciacatura, İtalyanca ezmek anlamına gelir. Müzikteki pek çok çeşidi çarpma başlığı altında toplanabilir.

Appogiatur:

“Appogiatür” (Abanrnak, dayanmak anlamına İtalyanca appogiare tiilinden)

– Abantı, abanık: Akora katılan yabancı bir notadan ibarettir. Düzenin kendi notasından bir veya yarım ton aralıkta bulunur. Asli notanm üst tarafında bulunan üst appociatür, alt tarafmdayken al appociatür denilir. Kendi meslek dilimizde “alt abantı”, “üst abantı” diyebiliriz. Çeşitleri vardır: çarpma da denilen “kısa abanık” Alnıanca’nın Verschlog terimiyle karşılaşıyor.

– Çarpma tabirini bütün çeşitlere teşmil ederek karşılık tutanlarırmz da olmuştur:

Kısa çarpma; Uzun çarpma; Çift çarpma; Üçte iki çarpma; Üstten kısa çarpma vb. “çarpma” her abantının çarpım unsurcuğudur: bu itibarla, konu dışı olan mordan ve tril’in de çarpma unsurları vardır”.

Nota yazımında işareti, küçük yazılmış bazen üzerine “1” kesme işareti konulmuş notacıklardır.
Şan açısından: Vibrato için belirtilen teknik yöntem çarpma için de geçerlidir. Şan yaparken sesin en sağlıklı pozisyonunda asıl ton tutulurken, üst çarpma yapılması sırasında lareknsin ön çeperi aniden öne itilerek yanm veya bir ton üst tona gidip, yine çabucak asıl tona dönülür. Bunu yaparken gene vibratoda olduğu gibi çene kemiğinin uç noktasmm hemen bitiminden başlayan ses tellerini etkileyen kası gerip sertleştirmeden eylemi gerçekleştirme gerekir. Alt çarpma yapılıyorsa, asıl tonu tutarken yani normal şan pozisyonundaki gırtlak, küçük çarpma notasını yaparken çok çabuk biraz daha aşağıya çekilir ve yine yerine getirilir. Tüm bunlar yapılırken diyaframdan yararlanmayı unutmamak gerekir. Vibrato da olduğu gibi çene ve boyun hareketinden yararlanmak yanlıştır.

‘Işleme (-Broderie) — Geniş anlamıyla, bir melodiye katılan her türlü süsleyici tertipciklere işleme tabir olunur: aittan, üsten, diatonik, kromatik gibi türlü çeşitleri sabittir; esas perde ile onun yanındaki işlek nota arasında geçer. Geçit notası denilen farkı “tekrar esas perdeye dönüvermesinden” ibarettir.

İşlemek (-Broder)- İcra edilen bir partiye süsleyici nağrneler katmak XVTI ve XVIII. Yüzyılların violonist ve levsenistleri basılı notada işaretli bulunmadığı halde, partilerinin münasip noktalarına icra esnasmda kendiliklerinden süslemeler katarak musikiyi işlemekte zevk, zarafet tecrübe ve maharet sahibiydiler. Eski basımların işaretsiz sadeliği bundandır.

Şan açısından: Yapılan işlemeye bağlı olmakla birlikte vibrato ve çarpma konusunda belirtilen teknik uygulama gibidir.

Kümecikler: Grupetto

“Grupetto (it.) — grupçuk kümecik. Esas notanın bir derece üst veya alt perdesinden başlayıp kıvracık kümelerini veren üç veya dört notalık melodik süsleme.
Bir esas nota, sonra onun üst notası, dönüşte alt notaya urayıp son olarak yine esas notaları birleşik kümecik Grupetto, esas notanın üst veya alt perdelerinden birinden girebilir. Grupettonun notalan ayrı ayrı yazılmadığı taktirde, yatık çizili ince bir (sola yatık “S”) harfmden ibaret itibari işaretiyle notada gösterilir. İşaretin istediği şudur: esas nota eğer komşu perdeye çıkıyorsa, başlayış esas notanın üst perdesinden girmiş bulunmalıdır; iniş takdirinde ise, esas notanın altmdan girilecek demektir.

Grupettonun notaları kıvrak icra olunarak, kıymetlerin tutan esas notanın süresini aşmaz.’°

Şan açısından: Bir önceki açıklama gibidir.

Sürekli çarpma: Tril

“Tril — Her meslek dilinde terim olarak aynen kullanılan, farklıca söyleniş ve yazılışları olan onomatopedir: titremenin taklidi bizde de “tiril tiril” oluşu gibi! Notada üzerine konulu bulunduğu sesi bir veya yanm ton üst tarafindaki sesle sık ve nöbetleşe çırpındırtan işaretin adıdır. Tril kelimesinin iki baş harfi (tr şeklinde) notanm tepesinde işaretli bulunur. Bir trilin girişi ve bitişi belirli bir tarzda olacaksa, bunlar işaretin evvel ve sonrasmda küçük notalarla gösterilmiş bulunur. Uzayacak trillerde işaretin önünde yatık bir tırtıllı ek de bulunur.

Çarpmalann sayısı cümlenin hız ve karakterine bağlıdır. Ağır hareketin uzun notasında tril çarpmalan ağırdan girip sıkıştınlabilir. Musiki cümlesinin sonunda ve kadans içinde yer alan trile “kadans” da denilir.”31

Şan açısından: Vibrato ve çarpmadaki gibidir.

İkili veya üçlü çarpma: Mordan

“Mordan (- Mordant, le pince) al., Mordent, Beisser, Praitriller) — Melodi süslemelerinden biri. Esas bir notanm iki veya üç kere çarpma yapmasıdır, yani iki veya üç çarpmalı trildir. Bu çarpmaların kapışları dolayısıyla: Kapıveren veya ısıran anlamma olarak “mordant” denilmiştir (-modce ısırmak fihinden). Notanın üzerine konulu zikzak bir yatık çizgicikle gösterilir. Kapma”

Şan açısından: Çarpma ve tril gibidir.

M.Ragıp Gazimihal,1961