17. ve 18. Yüzyıl Keman Tutuş Keman Özellikleri

17. yüzyıl başlarında, kemanın kullanıldığı alan daha çok Fransız dans müziğidir. Fransız dans müzikleri oldukça hızlı ve canlı sayılabilecek bir standarttadır bu dönemde. Bu müziğin kemancılar için en önemli özellikleri ise R.Stowell’in ‘The Early Violin and Viola’ adlı çalışmasında da belirttiği gibi, kemanın üçüncü pozisyonunun daha ilerisinde çalınma gereksinimi duyulmaması ve gereksiz parmak hareketlerinden kaçınılmasıydı. Böylece zaman içerisinde F. Geminiani’nin de Fransız okulu diye adlandırdığı farklı bir keman tutuşu oluştu. Bu tutuş, Gerard Dou’nun 1667’de Violin Player tablosunda aktardığı şekliyle, yani kemanın göğüs hizasında tutulup çalınması ile gerçekleştirilir.

Keman tutuş özellikleri

Gerard Dou- Violin Player 1667

Yine Stowell’in belirttiği şekliyle aktaracak olursak:

“Göğüs pozisyonu, özellikle cep kemanı veya küçük kemanlar ile çalınan dans müziği ve üçüncü pozisyonun ilerisinde çalmayı gerektirmeyen müzik için uygundu …”

Ancak 17. yy Fransız dans müziğinde basit tekniğin benimseniyor oluşu, Geminiani’nin sözünden de anlaşılacağı üzere Fransız keman okulunun uzun bir müddet ilerleyememesine, hatta bu süreçte yerinde saymasına neden oldu.

Keman tutuşu ve dersi hakkında güncel bilgileri almak için TIKLAYIN

“Erken Fransız keman okulu, dans müziğine ve güçlü bir betimleme özelliğine olan ilgisini sergiledi. 17. yy. boyunca dans müziğinin doğal sınırlandırmaları ve müziğin bir şeyi sadece betimlediği zaman iyi olması fikri nedeniyle, Fransız keman okulunun teknik gelişimi engellendi”

Avrupa’da Fransız keman okulu tekniklerinin yaygın kullanılırken, 17. yy.ın sonlarına doğru İtalya’da Sonat formu geliştirilince, İtalyan kemancılar, yeni teknik ihtiyaçlar ile karşı karşıya kaldılar. Bu ihtiyaçlar yeni müzik formu, hem sağ hem sol el için yeni teknikler gelişmesi açısından oldukça büyük öneme sahipti.

Keman tutuşu açısından belirgin büyük gelişme ise, bu form ile daha üst pozisyonların kullanılmasından ve daha etkin bir sol el ihtiyacından dolayı, kemanın boyun hizasına daha yakın tutulmaya başlanmış olmasıdır.

F. Geminiani’nin 1751 tarihli kitabındaki kısa açıklamalarından; kemanın köprücük kemiğinin hemen altında konumlandırılması, sol telinin rahatça çalınabilmesi için kemanın hafifçe sağa doğru çevrilmesi ve pozisyon geçişleri esnasında kemanın düşmemesi için kemanın ne aşağı ne yukarı tam düz tutulması gerektiği anlaşılır.

*Kemanın çenenin altında ve kuyruğun sol tarafında tutulması ilk kez 1761 yılında basılan ‘Principes du Violon’ adlı kitabında L’Abbe le Fils tarafından savunulmuştur.

18. yy.da keman tutuşları hakkında yazan bir diğer önemli isim L. Mozart olmuştur. L. Mozart’a göre üç tutuş şekli vardı.

Keman hakkında
Tarihte Keman Tutuş Teknikleri

L.Mozart’ın 1751 yılında yazdığı “Versuch einer gründlischen Violinschule” adlı kitabındaki ilk resim

L. Mozart’a göre bu görsel seyirciler bakımından da görünümü zarif ve konforlu bir tutuş şekli oluşturur. Bu şekilde, keman, göğüs yüksekliğinde olup hafif yana yatırılmıştır. Fakat görünümünün aksine bu tutuş şeklinin, kemancılar için hızlı ve pozisyon geçişli pasajlar açısından zorlayıcı nitelikte olduğunuzu söyleyebiliriz. Bu nedenden ötürü hızlı ve geçişli pasajlarda kemancının kemanı düşürmemek ve başparmak ile işaret parmağı arasındaki kontrolünü sağlamak için oldukça çok çalışması ve daha çok acı ve ağrıya göz yumması gerekir.

Tarihte Keman Tutuş Teknikleri

Kemanı çene altında tutma pozisyonu (Mozart, 1765)

Burada da L. Mozart’ın önerdiği keman tutuş şeklini görüyoruz…

Keman boyun hizasında ve bilhassa omuzun üzerinde tutularak konumlandırılır. Çene ise pozisyon değişimli pasajların en zor anlarında bile kemanın hareketsiz kalması için kuyruğun mi teline denk gelen sağ tarafına sabitlenir.

Tarihte Keman Tutuş Teknikleri

L. Mozart’ın uygunsuz bulduğu kol pozisyonunu gösteren görsel…

Görselde, sağ kolun yayı çekerken fazlasıyla bedenden ayrıldığını görmekteyiz. Kitabının üçüncü baskısı 1787 yılında yayımlandığındaysa L. Mozart’ın yaptığı düzenlemelerden biri de görselde gördüğümüz yanlış tutuştan kaçınmak için kemanın ‘mi’ teline doğru içeriye döndürülmesi gerektiğidir.

L. Mozart aynı zamanda kemanın salyangoz kısmının ne çok yukarıda, ne de çok aşağıda olması gerektiğini vurguluyordu. Kesinlikle göğüs hizasından aşağıda konumlandırılmamasını ve en uygun seviyenin ağız, en üst seviyenin ise gözler olması gerektiğini eserinde belirtiyordu.

Bazı müzik teorisyenleri ise bu konuda enstrümanın, daha güvenli ve uygun bir pozisyon olan, çene hizasında, kemanın ‘mi’ teli tarafında sabitlenmesi gerektiği görüşündelerdi. Kimileri ise L. Mozart’ın birinci görselde belirtilen, kemanın düz bir şekilde köprücük kemiğine oturtulduğu, sol el tarafından desteklendiği, sol elin baş parmağı ile işaret parmağının arasında kalan derinin sapa temas etmesine izin verilmediği ve çenenin kemana değmediği bir konumlandırılışın daha uygun olacağını savunuyorlardı.

R.Stowell’in yazdıklarından, L’Abbe’nin kemanı kuşakla boyuna bağlama metodunu bulduğunu ve ayrıca Cupis ile birlikte çenenin kemanın sol tarafına dayalı olması gerektiğini de savunduklarını da görüyoruz…

Elbette ki günümüzle değerlendirildiğinde keman tutuş tekniklerinin geçmişte çok daha çeşitli olduğunu rahatça görebiliriz. Geçmişteki tüm bu tutuş çeşitliliği ise müzisyenlere, müzik türleri açısından farklılaşan icra seçenekleri sunmaktaydı…

Daha Fazlası İçin Bize Ulaşın

İzmirde yapılan sanat etkinliklerine, galerilere, konserlerine ve daha fazla kültür sanat haberlerine sitemizin blog sekmesini takip ederek ulaşabilirsiniz.

Daha fazla enstrüman bilgilerine ulaşmak için bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz. Ayrıca kurslarımız hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşmak için bizi 0507 95 96 333 numaralı telefonumuzu arayabilir ya da mesaj bırakabilirsiniz.

Aklınızda oluşan soru işaretlerini gidermek için direkt sanat merkezimize de gelebilirsiniz. Özellikle önceden arayıp randevu alarak ücretsiz bir şekilde hocalarımıza danışabilirsiniz. Deneme dersinde hangi sanat alanına yatkın olduğunuzu keşfedip kendinizi istediğiniz alanda geliştirebilirsiniz.

Erturgut Sanat Merkezine Nasıl Gelebilirim?

Sanat merkezimize İzmir’in her yerinden metroyla, otobüsle, vapurla ulaşım çok kolaydır. Karşıyaka dışından gelmek zor diye düşünmeyin sanat merkezimizin ulaşımı çok kolay, konumu da çok merkezidir.

İzmir’in neresinden isterseniz kolaylıkla gelebilirsiniz. Kaliteli bir eğitim istiyorsanız, mesafe bana uzak diye düşünmeden önce kesinlikle bir kez sanat merkezimizi ziyaret etmeli ve en azından bizimle bir kahve, bir çay içip sanat merkezimizde gerçekleşen eğitimler hakkında bilgi alıp, sıcak, samimi, eğlenceli sanat ortamımızı kendiniz görmelisiniz.

Karşıyaka Yelken Klübünün 300 metre, Bostanlı tarafına doğru  ilerisinde, halı sahaların çaprazında, Lion Kafe’nin yanında  zemin katta, Karşıyaka Yalı’ da sahilde yer almaktadır.

Aynı zamanda msn@erturgutsanatmerkezi.com mail adresimizden de bize ulaşıp hemen geri dönüş ile aklınızdaki soru işaretlerini giderebilirsiniz. Mutlu, umutlu, sağlıklı, sanat ve sağlıkla dolu günler dileriz..

+ Telefon – Sabit: 0232 368 88 08    / Sabit telefonumuza 12.00 ile 20.00 saatleri arasında ulaşabilirsiniz.

+ Telefon – Mobil: 0507 95 96 333   / Mobil telefonumuza  9.00 ile 23.00 saatleri arasında ulaşabilirsiniz, veya istediğiniz her saat sizi aramamız için mesaj bırakabilirsiniz.
+ Whatsapp: 0507 95 96 333
+ Mail: msn@erturgutsanatmerkezi.com

Sosyal Medya:

+ Twitter: www.twitter.com/ErturgutSanat
+ Instagram: 
www.instagram.com/ErturgutSanat
+Facebook: 
www.facebook.com/ErturgutSanat 

+Telegram Kanalı: https://t.me/kultursanathaberleri

Youtube: www.youtube.com/ErturgutSanat
Foursquare: Erturgut Sanat
Skype: erturgutsanat (online dersler için)
+ Grup: Erturgut Sanat
+ Android Uygulama: Erturgut Sanat

Adres / Erturgut Sanat Merkezi Nerede?

Cemal Gürsel Caddesi (Yalı Caddesi) No: 426 Bayerler Apartmanı – Zemin Kat Daire. 1 Karşıyaka / İzmir

İsteyen herkes doğru eğitimle bir müzik aleti çalabilir, resim çizebilir, tiyatro oyunu sahneleyebilir, güzel fotoğraflar çekebilir. Bunları yapabilmek için yetenekli doğmak zorunda değilsiniz, sanat merkezimize başvurduğunuzda bunları yapabilmek için zaten gerekli tüm eğitimi alacaksınız. Sizin gelişiminize en uygun programı hazırlayıp sizlere sunduğumuz için gerekli tüm bilgiyi edineceksiniz.

Sanat merkezimize İzmir’in her yerinden metroyla, otobüsle, vapurla ulaşım çok kolaydır.
Karşıyaka dışından gelmek zor diye düşünmeyin sanat merkezimizin ulaşımı çok kolay, konumu da çok merkezidir.

İzmir’in neresinden isterseniz kolaylıkla gelebilirsiniz. Kaliteli bir eğitim istiyorsanız, mesafe bana uzak diye düşünmeden önce kesinlikle bir kez sanat merkezimizi ziyaret etmeli ve en azından bizimle bir kahve, bir çay içip sanat merkezimizde gerçekleşen eğitimler hakkında bilgi alıp, sıcak, samimi, eğlenceli sanat ortamımızı kendiniz görmelisiniz. Ayrıca yazının devamını da okuyup ulaşım konusunda daha daha fazla bilgi sahibi olabilirsiniz.