Erturgut Sanat Merkezi olarak sizler için ayırt etmeksizin her sanat branşı hakkında yazılar yazmaya, sanatın her alanına dair son gelişmeleri paylaşmaya devam ediyoruz.
Bugün de bu yazımıza bir yenisini ekleyerek “Sanat” ve toplum üzerindeki etkileri hakkında bir araştırma yazısı hazırladık. Biraz tarihsel sürecine, biraz da günümüz koşullarına bakarak sanatın dönüşüm gücünü incelemeye hazır mısınız?
O halde devam edelim…
Müzik değişim demektir. Erturgut Sanat Merkezi’nde şan eğitimi alan ve 7 yıllık müzik hayatını geliştiren Feyza’nın, müzik yolculuğunu anlattığı bir videoyu izlemek için tıklayın.
Yaşadığımız dönemde, gerçeklik tartışmaya açık bir kavram haline gelmiştir. Bu durum tamamen olumsuz olmasa da kimi zaman yaşadıklarımızı anlamlandırmakta zorlanmamıza sebep oluyor.
John Berger tarafından kaleme alınan Sanatla Direniş kitabı ise, farklı dönemlerin eserleri ve sanatın gerçeklikle olan bağlantısı üzerinde duruyor. Berger, sanatın nasıl bir direniş alanına dönüştüğünü araştırırken bunu bizlerin de gözleri önüne sürüyor.
Sanatın bir direniş halini alması şaşırtıcı bir durum değil. Eski dönemlerden beri sanatın, güç odağına karşı tepki ve tavır sergilediğini görebiliriz. Bu amaçla kullanılabilecek güçlü alanlardan biri sanat.
Kimi zaman sansüre, kimi zaman kötüye kullanılmış güce bir tavır oluyor, hatta zaman zaman bir adalet arayış aracına dönüşüyor. Sanatın gücünden bahsederken, hikaye anlatıcılığının önemini vurgulamamak olmaz.
Hikaye anlatmak artık bir yetkinlik sayılıyor, hikayeyi anlamak ise dilden bağımsız. Hikayeler empatiyi geliştiriyor ve böylece kitlede bir farkındalık da sağlıyor. Dilin sınırlarından çıkan hikaye, duygulara temas ediyor ve hepimiz için farklı anlamlar kazanıyor.
Einstein, gerçek sanat ve gerçek bilimin temel duygusunun gizem olduğunu savunur. Eserde her şey açık ve net anlatılmasa bile, sayfalar sonunda bir his, bir farkındalığa varıyoruz.
Güç ve Sanat
Gücün sanatla ilişkisi ise burada önem kazanıyor. Bu ilişkiyi incelerken sanatçının güç ile bağlantısı, baskın olana ne kadar hizmet ettiği ve ne kadar ürettiği düşünülmesi gereken şeylerdir.
Ayrıca güce bağlı olarak ya da onun himayesinden sıyrılarak, onu ne kadar objektif eleştirdiğimiz de üzerine düşünülmesi gereken bir konudur. Bunlar sonucunda sanat, sistemi yapıbozumuna uğratan ve kimliklerin ötesinde bir ifade şekli oluyor.
Chantal Mouffe’a göre, fikirlerin çatışması normal hatta olması gereken bir durum. Tam bir fikir birliğinin üstün güç tarafından sağlanmış olacağını ve elbet bu fikrin dışında kalanlar olacağını düşünüyor ve bunun da toplumda sürekli bir mücadele yaratacağını savunuyor Mouffe.
Berger ve Sanatın Dönüşüm Gücüne Etkiler
John Berger kitabında, medyanın sisteme olan desteği hakkında şöyle söylüyor:
“Günbegün bütün dünyada medya ağı gerçeklerin yerine yalanları koyuyor. En başta siyasi ya da ideolojik yalanlar yok (onlar sonra geliyor), insan hayatının ve doğal hayatın aslında neden oluştuğuna dair görsel, somut yalanlar var. Bütün yalanlar tek bir devasa sahtekârlıkta toplanıyor: hayatın kendisinin bir meta olduğu ve onu satın almaya gücü yetenlerin, tanımı gereği onu hak edenler olduğu varsayımı! Çoğumuz bunun yanlış olduğunu biliyoruz ama bize gösterilenlerin pek azı direncimizi güçlendiriyor.”
Orijinal ismi The Shape of a Pocket olan kitabı için Berger, kitabından adından yola çıkarak, iki ya da üç hemfikir kişinin bir araya gelmesi ile bu direniş cebinin oluşacağını söylüyor.
Bu ceptekiler arasındaki alışveriş ile yanlışlar, yalanlar ve temel sorunların gösteriliş biçiminin doğru olmadığı konusunda inanışın güçleneceğini savunuyor.
Sanat ve Gerçeklik
Sanat – gerçeklik ilişkisi burada daha net bir hal alıyor. Bu sistem içinde kendisini nerede konumlandırmalı ve sanatsal ifade gücünü bir değişim yaratmak için nasıl kullanmalı.
Berger, sistemin görüntüde olanı kırılmalara, illüzyonlara çevirmesi ve hepsinin tek bir iştaha, daha fazlasını elde etmek için olan iştaha yoğunlaşmasından dem vuruyor. Böylece görünen ile aslında olan
arasındaki farklara dikkat çekiyor.
Aslında olanı, olduğu gibi ve net göstermek ise bir direnişe dönüyor. Direnişin sadece kabul etmemekten ibaret olmadığını savunan Berger, asıl olanın geçersizliğini savunmanın da bir direniş olduğunu savunuyor. Sanat, temel sorunun resmini bize en çok dokunacak şekilde çiziyor, dönüşüm gücünü içinde taşıyor.
Daha Fazla Kültür Sanat Haberleri İçin Takipte Kalın
Bu ve benzeri haberler her gün devam ederken Erturgut Sanat Merkezi olarak biz de bu pandemi sürecinde her türlü önlemimizi alarak, sanata gönül veren ve ister piyano ister şan ya da bateri öğrenmek isteyen öğrencilerimize en güvenli ortamı sunuyoruz.
Eğer siz de Erturgut Sanat Merkezi ailesinin bir parçası olmak ve öğrenmek istediğiniz enstrümana bir adım daha yaklaşmak istiyorsanız hemen bizlere msn@erturgutsanatmerkezi.com mail adresimizden yada 0 507 95 96 333 No’lu telefonumuzdan ulaşabilirsiniz.