Notaların İsimleri Nereden GeliyorNotaların İsimleri Nereden Geliyor?

Müzikle ilgilenen kişilerin aklına takılmıştır, notaların isimlerinin anlamları var mı? Notaların isimleri nereden geliyor? Notalara neden bu isimler verilmiş? Notaların isimlerini öğrendikten sonra bunu yanıtlayalım istedik, ilginç bir yazı;  Notaların İsimleri Hangi Kelimelerin Kısaltılmışıdır?

Müziğin matematiksel gizemini keşfedip yazıya dökmenin ilk temellerini Pisagor atmıştır.
Biz kendisini okuldaki derslerde meşhur dik üçgen teoremi ile hatırlayabiliriz ama Pisagor günümüzdeki bilimin ve ulaştığı seviyenin babasıdır. O kendi devrine kadar gelişmiş bütün çalışmaları belli bir düzen altında toplamış, geometri, aritmetik, astronomi, coğrafya, müzik ve tabiat bilgisi olarak farklı farklı bilim dallarını ortaya çıkarmıştır.

Pisagor’un müziğin içindeki matematiği bir demirci dükkanının önünden geçerken keşfettiği söylenir.
Demircinin demiri döverken kullandığı aletlere göre değişik sesler çıkarması Pisagor’un dikkatini çekmiş, dükkanı kapattırıp ustaya çeşitli aletler kullandırmış, çıkan sesleri incelemiş ve kayıtlar almış.

Batı müziği 9. yüzyılın ilk zamanlarında notalardan habersizdi.
Eserler kulak yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılıyor, bu arada değişime uğruyor, zamanla unutuluyordu. 9. yüzyılın ikinci yarısında ilk notalama sistemi ve çalışmaları ortaya çıktı. Arezzolu Guido’nun Guid Arezzo notalama sisteminin,seslerin yüksekliklerini kesin olarak belirtmesiyle birlikte büyük bir gelişme kaydedildi. 11. yüzyıldan itibaren notaların üzerine dizildiği beş çizgiden oluşan portenin kullanılmasıyla notaların yükseklikleri (do, re, mi,….) ve süreleri (birlik, ikilik, dörtlük,….) kesin biçimde belirlenebilir hale geldi. Asıl olarak müziğin dört parametresi vardır. Yükseklik, süre, şiddet ve tını.

Bunlardan yükseklik ve süre, zamanla herkes tarafından kabul gören bir takım işaretler sayesinde kağıt üzerine dökülebilmiş, şiddet ve tını ise notanın yanına eklenen kelimelerle belirtilmişler ve kısmen de yoruma açık bırakılmışlardır.

Birbirinden farklı olan sesleri belirtmek bunları birbirinden ayırt etmek amacıyla seslerin her birini temsil eden özel isimler verildi.
Do, re, mi, fa, sol, la, si. İngilizcede ve Almancada ise notalar harflerle gösterildi C do, D re, E mi, F fa, G sol, A la, B si (ing.), H si (alm). (Alman besteci Carl ORFF orff metodunu enstrümanlara uygularken kullanılan enstrümanlar üzerine bu harfleri dizmiştir)

Nota isimlerinden do’nun önceki ismi ut idi.
Do ya verilern bu isim sesli harfle başlıyordu ve notalar söylenirken tutukluk yaptırdığı gerekçesiyle 12.yüzyılda ismi do olarak değiştirildi. Almanya ve bazı ülkelerde ut hala kullanılmaktadır.. Si hariç diğer bütün notaların isim babası Gui d Arezzo’dur. Arezzo, bu adları Aziz Iohannes Battista ilahesindeki mısraların birinci hecelerinden alarak takmıştır. Yedinci notanın adı uzun zaman B olarak kalmıştır.Fakat sonradan 13. yüzyılda Sanete Iohannes kelimelerinin baş harflerinden meydana gelen si adını almıştır.

Notalamanın keşfi ve gelişimi müziğe ve müzik pratiğine olağanüstü bir gelişme ortamı yaratmıştır.
Notalama, müzisyeni ezberden kurtararak hem müzik parçalarının uzamasına hem de farklı dönemlere ve ülkelere ait notalanmış eserlerin katılmasıyla repertuarın zenginleşmesine ve çeşitlenmesine olanak sağlamıştır. Nota sayesinde bir müzisyen bilmediği bir müzik parçasını icra edebilmek için tek başına yeterli bir hale gelmiştir.

Ut quaent laxis

Resonare fibris

Mira gestorum

Famuli tuorum

Solve poluti

Labii reatum

Sanete İohannes