İnsanlar gerçekliği yapay bir şekilde üretmeye çabalıyor. Bunun bir örneği olan 3 boyutlu görüntülere artık yabancı değiliz. Artık Müzikte de yeni bir boyut var. 8D kayıt ile karşınızdayız.

Birçok kişi 3 boyutlu görüntü sunan televizyon sahibi ve sinema salonlarında da bu 3 boyutlu görüntüyü deneyimleye biliyoruz. Peki ya 8 boyutlu müzik?

Örnek 8D müzik kaydı için tıklayınız.

2 boyutlu görüntü ile 3 boyutlu görüntüsü arasında derinlik farkı var. Nesneler ve kişiler, ortamlarda bir derinliğe sahip olarak sunuluyor. Bu durum ses için de kullanılabiliyor.

Tabi ki burada bahsettiğimiz sesin en, boy ve yüksekliği değil. Aslında burada bahsettiğimiz 8D müzik yanlış bir adlandırma çünkü ses dalgalarını bu şekilde boyutlarla inceleyemeyiz.

8D Kayıt ve Tanımı

Müziğe yeni ve derin bir soluk. 8D kayıt.
8D Kayıt Tanımı

Butekniği ambisonik müzik olarak tanımlamak daha doğru olur. Bu tekniğe surround müzik sistemlerinin gelişmiş hali diyebiliriz.

Mono ve stereo kayıt yatay iki düzlem (ön-arka, sağ- sol) ile sınırlıyken, bu sistemde ses 3 düzlemde (ön-arka, sağ-sol, alt-üst) lokalize oluyor.

Bununla beraber sanki müziğin üretildiği o ortamdaymış gibi hissedebiliyor, farklı bir tecrübe yaşıyoruz. Ambisonik Müziğin Tarihi Ambisonik müzikler için sesin mekansal bir manipülasyonu diyebiliriz.

Bu tarz performanslar, antifonal (soru-cevap) performanslardır ve Roma Katolik kiliselerinde kullanılmış olduğu için 4. yüzyıl olarak tarihlenebilir. 16. yüzyılda ise Flaman besteci Adrian Willaert, ambisonik müziğin ilk bestesini ortaya koymuştur.

Kullandığı teknik “ayrılmış korolar” anlamına gelen cori spezatti olarak adlandırılmıştır. Bu teknikte, enstürmanlar ve koro grupları farklı mekanlara yerleştirilmiştir ve böylece mekansal değişiklikler sağlanmıştır.

Daha sonraları bu tarz müziklere ilgi az olmasına rağmen geç barok ve klasik dönemde birçok sanatçı bu tekniği kullanarak teatral etkiyi artırmaya çalışmıştır.

Müziğe farklı bir pencere
Kayıt

Bu sanatçılara Hector Berlioz ve Gustave Mahler örnek verilebilir. Elektronik çağdan önceki denemeler, 20. Yüzyılda Ives’in mekansal deneylerinde de görülmüştür.

21. yüzyıl ile beraber müzik kayıt edilebilmeye başlayınca performansların uzaktan da dinlenebilmesine olanak sağladı.

Böylece Thaddeus Cahill’in Telharmonium’u üyelik üzerine telefon hatları üzerinden dinlenebilir oldu. Elektronik müziğin başlangıcı olan Theremin, Leon Theremin tarafından icat edildi.

İlk quadraphonic düzen (ön sağ, ön sol, arka sağ, arka sol) Stockhausen tarafından oluşturuldu. Burada bahsedilen, stereodan surround sisteme geçiştir.

Küre şeklinde bir alanda 55 hoparlör ile dinleyicilere bu deneyimi sunabilmiştir.

Stockhausen, “Müzikal uzay seyahati önceden yaptığım yatay dairesel hoparlörün düzeninin aksine 3 boyutlu mekân tecrübesine bu oditoryumda ulaştı.” sözleri ile mekan-müzik ilişkisinin 3 boyuta ulaştığını ifade etmiştir.

Burada bahsedilen, stereodan surround sisteme geçiştir. Bu serüven, müzisyenlerle birlikte birçok mühendis ve yazılımcının da katkısı ile antifonal performanslardan 3 boyutlu sese, oradan ise bugünlere geldi.


8D Kayıt Bilginin İşlenmesi Olarak Müzik Ses

Yeni kayıt sistemlerinin müzikteki yeri
Kayıt Görsel

Buraya kadar sesin oluşumu ve tarihine kısaca baktıktan sonra bundan sonraki süreçte gelin biraz da bu ses dalgalarının duyma yetimizdeki etkilerinden bahsedelim.

Ses başımızın konumuna göre Ses kaynağının konumuna bağlı olarak kulak kepçemiz ses dalgaları üzerinde iz bırakır ve diğer mekanizmalarda oluşan etkinin aksine düşey düzlemde lokalizasyon tek kulaktan gelen bilgi ile sağlanabilir.

Farklı bir şekilde açıklamamız gerekirse, düşey düzlemde lokalizasyon için iki kulaktan gelen bilginin karşılaştırılmasına gerek yoktur.

Daha etkin mekanizmalarda ise iki kulağa gelen sesin karşılaştırılması ve bu karşılaştırma sonucu bilginin elde edilmesi gerekir.

Örneğin boş bir alanın bir kenarında oturduğumuzu varsayalım. Gözlerimiz kapalı ve tam karşımıza bakarken sağımızdan ya da solumuzdan gelen sesin kaynağını kulaklarımız sayesinde anlayabiliriz

8D Kayıt Nasıl mı?

İki kulağımızın sese yakınlığı aynı değildir ve ses önce hangi kulağımıza gelirse aralarında milisaniyelik bir fark olsa da beynimiz sesin yönünü algılayabilir. İşte biz bu farka kulaklar arası zaman farkı yani KZF diyebiliriz.

İkinci bir fark ise kulaklarımızın değil de kafamızın etkisi ile oluşur.
Kafamızın çapından kısa dalga boyuna sahip olan ses dalgaları, kafamız tarafından bir gölgelenme etkisine uğrar.

Kafamız, sesin kaynağı ile kaynağa uzak olan kulağımız arasında, yani sesin geldiği taraf değil diğer taraf arasında bir bariyer oluşturur ve bu, ses dalgasının bir kulağa diğerine göre daha şiddetli bir şekilde ulaşması anlamına gelir.

Bu durumda sağ kulağımıza varan ses, sol kulağa göre daha daha azla duyulur ve şiddet olarak daha fazladır.. Buna da yine literatürde kulaklar arası şiddet farkı yani KŞF denir.

Yani aslında temel olarak bu yöntemlerle yönünü belirlediğimiz seslerin yüksek frekanslı olanlarını KŞF, düşük frekanslı olanlarını ise KZF belirler ve buna sebep olan nokta ise kulaklar arası faz farkının olmasıdır.

Buradan yola çıkarak sesin bizim için aslında bir bilgi kaynağı olduğunu ve dış ortamdan gelen bu bilginin beynimiz ve kulaklarımız tarafından işlendiğini KZF ve KŞF ile bilgiye dönüştürüldüğünü söyleyebiliriz. Bu dönüştürme işlemi de bizim gerçeklik algımızı yaratır.


Binaural Kayıt Nedir?

Bütün bu tarihsel süreç ve bilginin ışığında ise bilim dünyası binaural kayıt adı verilen bir kayıt sistemini geliştirir.

Sinema salonlarında ya da konserlerde edindiğimiz dinleme deneyiminden çok daha üstün olan bu deneyimde kayıt, insan kafa yapısına çok benzer bir kayıt cihazı ile yapılır ve duyma deneyimimiz, gerçeklik algımız düşünülerek sesin frakans ve şiddeti ayarlanır.

Ayrıca iş sadece bununla sınırlı da kalmaz.

Bilgisayar ortamında insan algısının KZF, KŞF gibi etkenleri göz önünde tutularak sesin yönü şiddeti ve lokasyonu değiştirilerek benzersiz bir müzik deneyimi sunulur.

Eğer siz de bu deneyimin nasıl olduğunu merak ediyorsanız ya da Erturgut Sanat ailesinin bir parçası olarak bu tarz bilgilere her gün ulaşmak istiyorsanız hemen bizlere msn@erturgutsanatmerkezi.com mail adresimizden yada 0 507 95 96 333 No’lu telefonumuzdan ulaşabilirsiniz.