Ney Üstadı Neyzen Tevfik
Erturgut Sanat olarak bugün sizlere Ney Üstadı Neyzen Tevfik’in sanat ve başarı dolu hayatından bahsedeceğiz. Bu yazıyı okuduktan sonra ney Üstadı Neyzen Tevfik’in hayatı hakkında detaylı bilgilendirmelere sahip olacaksınız
Bu yazıda bulabileceğiniz konular şunlardır;
♦ Kimdir?
♦ Hayatı
♦ Eserleri
Dilerseniz sizler için hazırladığımız “Ney Üstadı Neyzen Tevfik’in Hayatı” isimli yazımıza geçelim.
Neyzen Tevfik Kimdir?
Hayata gözlerini Osmanlı İmparatorluğu döneminde açıp, Türkiye Cumhuriyeti döneminde kapayan Neyzen, besteci, yazar ve şair kimliğinin dışında, çağımızın en önemli fikir adamlarından, düşünürlerinden biridir.
Haksızlığa ustaca yaptığı hiciv yeteneği ile karşılık veren Neyzen, tepkilerini yazdığı şiirler aracığı ile sunmuştur. Kaleme aldığı şiirler sebebiyle de, tıpkı tarihteki birçok yazar ve şair gibi tutuklanarak hapis cezası yemiştir.
Biz onu her ne kadar Neyzen Tevfik olarak tanısak da, asıl adı Tevfik Kolaylı’dır. Babası Hasan Fehmi Bey, Samsun’un Bafra ilçesine bağlı, Kolay beldesinden olduğu için, Soyadı Kanunu gelince Kolaylı soy adını almışlardır.
Neyzen, rakı başta olmak üzere bütün içkileri seven bir adamdı. Onu tanıyanlar, Nevzen’in ayık gezmediğini söylemişlerdi. Neyzen kendi hayatını “Uzun derbederlik hayatımda, o kaldırımdan bu kaldırıma; o kapıdan bu kapıya; o diyardan bu diyara; ney’im ve mey’imle bir kuru yaprak gibi savruldum.” cümlesi ile özetlemişti.
Rakısını su gibi içen, argo ağızlı ve neye en duygulu üfleyen adam olarak bildiğimiz Neyzen’in hayatını, gelin çok daha yakından öğrenelim.
Neyzen Tevfik’in Hayatı
Hasan Fehmi Bey ile Emine Hanım’ın ilk çocukları olan Neyzen’in ayrıca Ahmet Şefik adında kardeşi vardır. Babasının görevi nedeniyle çocukluğunun neredeyse tamamını Bodrum’da geçirdi.
Henüz çok küçük yaşlarda iken bile, kendi imkanı ile düdük yapıp, çocukları etrafında topladığı ve çaldığı biliniyor. Ayrıca dervişlerin üflediği neylere de merakı oldukça fazla olduğundan, bu alandaki yeteneği henüz küçük yaşlardan belliydi.
Fakat babası okuluna mani olur diye, onun ney çalmakla vakit kaybetmesini istemiyordu.
13 yaşında geldiğinde, babasının tayini Urla’ya çıkmıştı. Urla’ya taşındıktan bir yıl sonra ney dersleri almaya başladı. Fakat aynı dönemde ilk epilepsi (sara) nöbetini geçirdi. Ailesi ilk önce bunun ney sesinden veya ney çalmaktan olduğunu düşündü.
Fakat doktorlar Neyzen’e sara teşhisi koymuştu. Hastalık okulu bırakmasına sebep olurken, aynı zamanda ona Neyzen lakabının takılmasını sağlayan hayatının başlangıcı olmuştu.
Çünkü doktorlar ailesine, üzerine çok fazla gidilmemesi ve sevdiği şeyleri yapması konusunda onu özgür bırakmaları gerektiğini söylemişti. Bunun üzerine okulunu bıraktı ve ilgi duyduğu alana yani ney çalmaya başladı.
Sara nöbetleri azalıp, hastalık kontrol altına alınınca, babası okuluna devam etmesi için yatılı bir okul olan, İzmir İdadisi’ne gönderdi. Ancak hastalık nöbetleri yeniden nüksedince eğitimine devam edemeyeceğini anladı ve İzmir Mevlevihanesi’ne gitti.
1940 yılında Bakırköy Akıl Hastanesi‘nin 21 numaralı koğuşu Neyzen’e tahsis edildi. Buraya istediği zaman gelir, istediği zaman gider ve tıpkı bir otel odası gibi kullanırdı.
28 Ocak 1953 tarihinde dünyadan göç eden Neyzen’in cenazesine; devletin ileri gelenleri, profesörler ve sokaklarda yaşayan birçok sarhoş katıldı.
Neyzen Tevfik’in akıllara kazınan en güzel fıkralarından biri şu şekildedir;
Neyzen bir gün Dr. Kerim Gökay’ın, içkinin zararlarını anlattığı konferansına katılır. Gökay rakının her kadehi, hayatınızı bir saat kısaltır der. Bunun üzerine Neyzen ayağa kalkar ve;
– Eyvah! Hesap ettim meğer ben öleli tam kırk yıl olmuş.
Bir anısında ise; son derece samimi olduğu Mazhar Osman’a bir daha içki içmeyeceğine dair söz verir. Aradan zaman geçer, Mazhar Osman bir gün Neyzen’i içki içerken bulur. Hemen sorar;
– Hani sen bir daha içki içmeyecektin?
+ Üstad biz fakir adamız, bulunca içki içeriz, bulmayınca and içeriz.
Neyzen Tevfik’in Eserleri
Neyzen Tevfik ilk kitabı olan Hiç‘i 1919 yılında yazdı. Yine bir şiir kitabı olan Azâb-ı Mukaddes 1949 yılında yayınlandı. Sanatçının en ünlü şiiri ise fazlasıyla müstehcen sözcükler içeren Mecnun adındaki şiiridir.
Padişahçılık, Edep, Kırk Yıllık Ölü ve Hamam Sefası gibi fıkraları da olan sanatçının en ünlü besteleri arasında ise; Nihavent Saz Semaisi, Taksimler Taş Plak, Hüseyni Taksim ve Şehnazbuselik Saz Semaisi yer almaktadır. Eserlerini madde madde yazmak gerekirse şu şekildedir;
- Hiç (İlk kitabı)
- Azâb-ı Mukaddes (Şiir Kitabı)
- Mecnun (Şiir)
- Padişahçılık (Fıkra)
- Edep (Fıkra)
- Kırk Yıllık Ölü (Fıkra)
- Hamam Sefası (Fıkra)
- Nihavent Saz Semaisi (Beste)
- Taksimler Taş Plak (Beste)