Klasik Türk Müziği

Bugün sizlere klasik Trük müziği konusunda detaylı bilgilendirmeler sağlayacağımız bir yazı hazırladık. Klasik Trük müziği konusu hakkında gerçekten çok uzun süreli tecrübelerimizden ve araştırma süreçlerimizden yararlandığımızın garantisini sizlere sunabilirim. Eğer klasik Trük müziği konusu hakkında bilgilendirme sağlamak istiyorsanız gerçekten çok doğru bir siteye geldiniz. Çünkü bu yazıyı okuduktan sonra konusunda aklınızda hiç bir soru işareti kalmayacağından eminiz. Bu yazıda bulunan bilgilerin hepsi, kurulduğumuz ilk günden itibaren gerek öğrencilerimiz ile kurduğumuz iletişimler, gerek öğrencilerimiz ile edindiğimiz tecrübelerimiz, gerek öğrencilerimize sunduğumuz eğitimlerimiz, gerek ise edindiğimiz bilgiler dahilinde, edindiğimiz kaliteli tecrübeler, profesyonel kariyer geçmişimiz ve uzun süreli araştırmalarımız sonucunda ortaya konulmuş, doğruluğu öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, edindiğimiz bazı kaynaklar ve tecrübelerimiz ile tescillenmiş bilgilerdir. Dolayısı ile bu yazıda bulunan her bilgiye gönül rahatlığı ile güvenerek öğrenebilir, kendinizi geliştirebilmek adına bir adım atabilirsiniz. Bu yazıda bulunan hiç bir bilginin zararı yoktur aksine, sizlere gerçekten çok fazla yararı olacaktır.

Klasik-Türk-Müziği

Bu yazıda bulabileceğiniz konu başlıkları şunlardır;

– 15. yy’dan Günümüze Klasik Türk Müziği

– Klasik Türk Müziği Çalgıları

– İlk Türk Müziği Konservatuvarı

Dilerseniz sizler için uzun süreli araştırmalarımız ve araştırmalarımız doğrultusunda detaylı bilgiler ve araştırmalar dahilinde hazırladığımız “Klasik Türk Müziği” isimli yazımıza geçiş yapalım.


15. yy’dan Osmanlı’dan Günümüze Klasik Türk Müziği

Türkiye’ye özgü bir tür olan sanat müziği 15. yüzyılda Osmanlılar döneminde saray çevresinde gelişmiş, 19. yüzyıla kadar sürekli gelişme göstermiştir.

Ancak nota örnekleri 17. yüzyıldan itibaren görülmektedir. Yalnızca Türk müziğine özgü “koma”, aralıklı diziler yoluyla birçok makamlar yaratılmıştır. Her daim komalar olmasa da, klasik Türk müziği hatta Türk müziği denilince akla gelen ilk şey koma’dır. Komalar, Türk müziklerinin duygularını, hissiyatlarını güçlendiren ve aktarılmasını kolaylaştıran şeylerdir. Normalde batı enstrümanlarında olmayan bir yöntem ile, bir nota ile diğer nota arasına 2-3 tane ara nota sıkıştırabilen çalgılar ile, Türk müzikleri gerçekten koma doludur. Koma, Türk müziğinin sembolü, farklılığı ve ayrıştırılmasına sebebiyet veren bir özelliktir ki farklı olmak her zaman iyidir. Dilerseniz, klasik Türk müziği çalgılarına şöyle bir bakalım:

Klasik Türk Müziği Çalgıları

Klasik-Türk-Müziği-Çalgıları

  • Ney
  • Tanbur
  • Ud
  • Kanun
  • Kemençe
  • Kudüm
  • Kabak Kemane
  • Karadeniz Kemençesi
  • Rebap
  • Sinekemanı
  • Yaylı Tanbur
  • Cura
  • Cümbüş
  • Sipsi
  • Hegit
  • Kopuz
  • Lavta
  • Tar
  • Ut
  • Def
  • Daire
  • Zil

Yukarıda da gördüğünüz üzere gerçekten çok fazla enstrümanı barındıran klasik Türk müziği, kendini geliştirmeye ve duyurmaya kendisini bir hayli adamıştı.

Klasik Türk Müziği1943 yılında, Geleneksel Türk Müziği sisteminin içinde kalarak özgün bir çok seslilik yaratılabileceğini ve Türk orkestrasında geleneksel çalgıların da önemli roller üstlenebileceğini savunan Hüseyin Saadettin Arel’in başkanlığında, İstanbul Belediye Konservatuarı Türk Müziği Bölümü açılmıştır.

Bu gelişmeyi takiben 1950’lerde Klasik Türk müziği, Ankara ve İstanbul radyolarında çeşitli görevler üstlenen Mesut Cemil Tel’in “Klasik Koro”yu kurması, Üsküdar Musiki Cemiyeti ve Şark Musikisi Cemiyeti gibi kuruluşların etkinlikleri ile yeni bir canlanma dönemine girmiştir.

Klasik Türk müziğinde koro yönetimini profesyonel anlamda ilk uygulayan kişi olan Mesut Cemil Tel, kurduğu “Klasik Koro” ile o zamana kadar dejenere olmuş Klasik Türk müziği icrasına modern, ciddi ve müzikal bir anlayış getirmiştir.

İlk Türk Müziği Konservatuarı

İlk-Türk-Müziği-Konservatuarı

1976 yılında İstanbul’da ilk Türk Musikisi Konservatuarı’nın kurulması ve Nevzat Atlığ yönetimindeki ilk Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun çalışmalarına başlaması, Klasik Türk müziğinin kurumlaşması açısından altın yıllar olmuştur.

Nitekim bu dönemde Kültür Bakanlığı’na bağlı Ankara, İzmir, Bursa, Samsun, Diyarbakır, Elazığ Devlet Klasik Türk Müziği Koroları, İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu, Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu, Edirne ve İstanbul Devlet Türk Müziği Toplulukları kurulmuştur.

1984 yılında İzmir, 1988 yılında Gaziantep, 1994’de Konya, 2001’de Afyon Türk Musikisi Devlet Konservatuarları öğretime başlamıştır. Devlet Koroları bugün gerek verdikleri periyodik konserler ve düzenledikleri radyo ve televizyon programları, gerekse yurtiçi ve yurtdışı turneleriyle Klasik Türk Müziği’nin geliştirilip yaygınlaştırılmasında önemli rol oynamaktadır.

Besteciler

Besteciler

Saadettin Kaynak
Şerif İçli
Selahattin Pınar,
Avni Anıl gibi bestecilerin yanında;

İcracılar

İcracılar

Safiye Ayla
Hamiyet Yüceses
Müzeyyen Senar
Zeki Müren gibi sanatçılar besteleri ve daha çok popüler tarzdaki icraları ile Cumhuriyet dönemi Türk Müziği’nin tanınmış sanatçılarından bazılarıdır.

Klasik Tarz ve Üsluptaki İcralacılar

Klasik-Tarz-ve-Üsluptaki-İcralacılar

Münir Nurettin Selçuk
Aladdin Yavaşça
Bekir Sıtkı Sezgin
Meral Uğurlu
İnci Çayırlı gibi ses sanatçıları

Saz İcracıları

Niyazi Sayın
Aka Gündüz Kutbay
Necdet Yaşar
Erol Deran
Cinuçen Tanrıkorur
İhsan Özgen gibi saz icracıları Klasik Türk Müziğinin günümüzdeki önemli isimleridir.

Türk müziği, her daim geliştirme göstermeye çalışmış, müziğin yayılmasını ve gelişmesini istemiştir. Fakat dönemin olayları, savaşlar derken pek ilerleme kaydedememiştir. Fakat günümüzde klasik Türk müziği, gerek tarih bilgileri, gerek şarkıları ile yaşatılmakta, tekrar canlandırılmaya ve kültürler arası aktarılmaya çalışılmaktadır. Kendi tarihini, geçmişini, sanatını bilmeyen bir kişi, geleceğine yol alamaz. Dolayısı ile klasik Türk müziğini öğrenmeli, içinde barınan enstrümanları dinlemeli, en azından koma nedir bilinmelidir. O dönem yapılan yeniliklere hakim olmak, günümüzde yapılacak yeniliklere yol göstermektir işte bu yüzden hem genel tarihimizi hem de sanatsal tarihimizi öğrenmeliyiz. Bu yazının amacıda tam olarak bu zaten.


Bugün sizlere konusunda uzun yıllardır kazanmış olduğumuz tecrübelerimiz ve uzun süreli devam ettirdiğimiz araştırmalarımız doğrultusunda bilgilendirmeler sağladığımız bir yazı hazırlamıştık, umarız bu yazıdan memnun kalmış ve bilgilenmişsinizdir. Dediğimiz gibi, bu yazıda bulunan bilgilerin hepsi, kurulduğumuz ilk günden itibaren gerek öğrencilerimiz ile kurduğumuz iletişimler, gerek öğrencilerimiz ile edindiğimiz tecrübelerimiz, gerek öğrencilerimize sunduğumuz eğitimlerimiz, gerek ise edindiğimiz bilgiler dahilinde, edindiğimiz kaliteli tecrübeler, profesyonel kariyer geçmişimiz ve uzun süreli araştırmalarımız sonucunda ortaya konulmuş, doğruluğu öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, edindiğimiz bazı kaynaklar ve tecrübelerimiz ile tescillenmiş bilgilerdir. Dolayısı ile bu yazıda bulunan her bilgiye gönül rahatlığı ile güvenerek öğrenebilir, kendinizi geliştirebilmek adına bir adım atabilirsiniz. Bu yazıda bulunan hiç bir bilginin zararı yoktur aksine, sizlere gerçekten çok fazla yararı olacaktır.