Müzik Beyinde Nasıl İlerliyor?
Amerika Birleşik Devletleri Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Ulaş Mehmet Çamsarı, müziği beynimizdeki iletilme durumu ve etkisi ile alakalı şu bilgileri sunmuştur: Müziği oluşturan seslerin, beyindeki yolculuğu, kulağın içerisinde bulunan kulak kepçesinden içeriye girmesinden hemen sonra başlamaktadır.
Erturgut sanat öğrencilerimizden müzik tutkularını ve gelişimini izlemek için tıklayınız.
Kulaktan içeriye giren ses dalgaları, dış kulakta kısa bir süreliğine seyahat ettikten sonra, orta kulakta bulunmakta olan kulak kemikleri ve kulak zarı aracılığıyla işitme sinirini (8. numaralı kranyal sinir = nervus vestibulocochlearis) kullanarak sinir uyarılarına dönüşür.
Ses dalgasının tolculuğu orada bitmiş ve ses, artık nöronların anladığı dile tercüme edilmiş bulunmaktadır. Tercüme edilen sinir uyarıları, iç kulakta bulunan koklea epitelyal hücrelerine (Hari cells) taşınır ve buradan medulla’ya geçer.
Sinir uyarıları, işitsel medulla’da bulunmakta olan ventral ve dorsal çekirdekler (kalp hızını düzenleyici çekirdekler = cardioregulatory nuclei) aracılığı ile orta beyinde (Midbrain) bulunmakta olan inferior kollikül’e taşınır, buradan da thalamus bölgesindeki medyal genikulat cismine doğru devam eder.
Uyarılar, thalamus’a ulaştıktan sonra buradan beynin temporal lobunun işitsel korteks tabakasına ulaşır. İşitsel korteks, sesin sinir uyarılarına dönüşmüş halinin değerlendirildiği beyinde bulunan en üst merkezidir. Müziğin birey tarafından anlaşıldığı ve değerlendirildiği ilk an burada başlamaktadır fakat yolculuk burada sona ermeyecektir.
İşitsel kortekse ulaşmakta olan uyarılar, bir taraftan birey tarafından değerlendirirlirken bir taraftan da değişik bağlantılar yapmaya devam etmektedir. İşitsel korteksten amigdala çekirdek grubunun dış kısmı (lateral) aracılığıyla medulla’ya kardiyak düzenleyici çekirdeklere (cardioregulatory nuclei) doğru geri dönerler.
Aynı uyarılar, amigdalanın basolateral ve sentromedyal çekirdekleri aracılığıyla hipotalamusa ulaşarak değişik salgıların örneğin kortizol düzenlenmesine etki edebildiği bilinmektedir.
Bu uzun cümlelerin sürdüğü yolculuk, şaşırtıcı bir biçimde saliseler içerisinde gerçekleşir ve bu olayların farkına varamazsınız. Gerçekten çok şaşırtıcı değil mi?
Müzik Beyindeki Yolculuğu Sırasında Ne Gibi Etkilere Yol Açabilir?
Müziğin (ses dalgalarının) beyinde yürüdüğü yollara bakılarak kan basıncını, kalp hızını ve bunlara bağlı olarak kişinin kaygı (anksiyete) seviyesini etkileyebildiğini ileri sürmek gayet mümkündür.
Bu düzenlemelerin tam olarak nasıl yapıldığını açıklayacak yeterli seviyede ve derecede veri henüz elimizde yok fakat bu değerlendirmeler sadece ses dalgalarının işitsel kortekse, diğer bir deyiş ile, beynin müziği “okuduğu” ve anladığı alana ulaşana dek geçtiği yollarda yaptığı düşünülen etkilerdir.
Müziğin işitsel korketkste “okunma” durumundan sonra bilinen devam yolları dışında, ne gibi ileri uyarılar verdiği ve uyarıların bireyden bireye nasıl değişiklilik göstereceği konusu henüz sırrını korumaktadır.
Müziğin “anlamlandırıldığı” andan itibaren, her bireydeki anlamlanma sürecine göre, beyin korbeyin korteksinde diğer alanlardan bilgi çağıracağı (anılar), duyu merkezlerinden daha önce alınmış verilere ulaşabileceği, müziğin daha önce dinlendiği anda kaydedilen kokular, duyular, tatlar düşünülürse eğer, her bireyin beyninde aynı müziğin tam olarak ne yaptığını genel geçer nörofizyolojik bir mekanizma ile açıklamak mevcut bilimsel bilgiler ışığında mümkün değil.
Müzik aynı müzik fakat herkesin algılama süreci ve algıladığı değişkenlik göstermektedir. Herkesin dış görünüşü, karakteri nasıl farklıysa, beyinleri ve çalışma biçimleri de farklıdır. Gerçekten çok şaşırtıcı değil mi?
Müzik Bağımlılık Yapabilir mi?
Müziğin oluşturduğu etkinin nöral verilere dönüştükten sonra işitsel kortekse kadar ulaştığı yollarda bağımlılık yolağı olarak da bilinen nucleus accumbens, ventral tegmenal alan sistemi ile direk ilişki kurduğuna dair bilimsel bir veri bulunmamaktadır.
Ancak daha önce açıklanmış olduğu üzere, müziğin oluşturmuş olduğu sinirsel verilerin, işitsel kortekse değerlendirildikten sonra çok karmaşıkl bir değerlendirmeye tabi tutulduğu ve bireyden bireye sınırsız bir çeşitlilik göstereceği tahmin edilebilir.
Eğer işitsel korteks, okumuş olduğu bu veriyi “motive bir davranışa” dönüştürmenin bir sinirsel yolağını oluşturabilirse (nucleus accumbens -ventral tegmental alan yolağında nörotransmitter salınımına ulaşabilirse) o halde, oluşabilecek motive davranış, ödüllendirilmiş (reinforced) bir davranış haline gelebilir.
Fizyolojik bağımlılık olarak adlandırılan sendromların bilinenlerinin tamamı alkol, uyuşturucu ve ilaç bağımlılığı beyinde nucleus accumbens-ventral tegmental sistemi kullanarak bağımlılık sendromunu ortaya çıkarır ve bunun devamı için gerekli motive davranışlara yol açarlar.
Müziksel verinin, beyin tarafından okunduktan sonra bu özel alana sinirsel yolla ulaşabilen ve geribildirim alabilen bir sinirsel, döngü oluşturabildiğine dair bilimsel bir veri yoktur.
Aklınızda kalan diğer sorularınızı gidermek için sosyal medya hesaplarımızdan bize ulaşabilir yada bizi direk arayarak ulaşabilirsiniz.