Türkiye’nin en fazla ilgi çekmiş, en aykırı müzik insanlarından birisi olan Barış Manço’yu, 74. yaş gününde büyük bir sevgi ve özlem ile anıyoruz. 7’den 77’ye herkesin bildiği şarkıları ile çocukken dans edip, söylediğimiz, büyüdüğümüzde bizi ağlatan şarkıları hiç bir zaman unutulmayacak.
Barış Manço Kimdir?
Barış Manço, şarkı sözü yazarı, müzisyen, besteci, yazar, ses sanatçısı, televizyon programı yapımcısı ve gezer idi. Gözlerimizi kapadığımızda, gözler önüne gelen Barış Mançı fitürü tam olarak şu şekilde:
- Up uzun saçlar
- Hiç bir zaman çıkartılmayan şövalye vari yüzükler
- Aşağıya doğru duran bıyıklar
- Sevgi ve barış dolu gözler
Yurk dışında ve yurt içinde kazanmış olduğu müzikal başarılar sayesinde, ülkemizde unutulmayan isimlerden biri olan Barış Manço, yaşadığı dönemlerde dünya üzerinde en fazla ülkeye seyahat etmiş Türkiye Cumhuriyeri vatandaşı suretiyle, gezdiği 150’den fazla ülkeler ile gerçekten kırılmazı zor olan rekorlara imza atmış bir kişidir.
Barış Manço, 1943 yılının 2 Ocağında, saat 02.00’ı gösterirken, Üsküter-Bağlarbaşı semtinde bulunan Zeynep-Kamil hastahanesinde dünyaya gelmiştir.
Ülkemizde bulunan bit salgınının ortalığı kasıp kavurmasının yaşandığı dönemlerde okula gitmek zorunda olan Barış Manço, gezgin olma huyuna da bu dönemler içerisinde başlamıştır. Barış Manço’nun ilk durağı olan değiştirdiği okullar tam olarak şu şekildedir;
- Kadıköy Yeldeğirmeni Mustafa Kemal Paşa İlkokulu (1-3. Sınıf)
- Ankara Maarif Koleji İlkokulu (4. Sınıf)
- Kadıköy Yeldeğirmeni Mustafa Kemal Paşa İlkokulu (5. Sınıf)
- Galatasaray Lisesi (Lise 1)
Galatasaray Lisesinde eğitimini almakta olan büyük kardeşi Savaş Manço’ya ait olan “Ayı” lakabı ve kendisinin de aynı okulda eğitim görmeye başlamasından sonra abisinin lakabı “Büyük Ayı”, kendi lakabı ise “Küçük Ayı” olmuştur.
1957 yılında ise çok sevdiği babaannesi Nimet Hanım’ın vefatından yıllar sonra onun adına “Gülpembe” isimli bir şarkı yazacak ve herkesin aklında “Bu Gül Pembe kimdir?” sorusunu bırakacaktır.
Barış Manço’nun ilk grubu olan “Kafadarlar”, Barış Manço henüz 14 yaşındayken kurulmuştu ve lisedeki arkadaşları ile kurulmuştu. “Haramiler” isimli ikinci grubu ise yine aynı lisedeki arkadaşlarıyla kuracağı bir gruptur. Haramiler grubu, dönemin popüler müziklerini yorumlayan bir gruptu ve bu grup ilk defa 1958 yılında sahneye çıkmıştır. Yeğeni Aysel’in evlendiği akşam, düğün salonunda sahneye çıkıp “Elvis Presley”den şarkılar söyleyen manço, o gün abisine hayatını değiştirecek bir söz söylemişti “Ben çocuklarla şarkı söylemek istiyorum”
1962 yılında lisesinin 11. sınıfında kalmış Barış Manço, bir an önce Fransa/Paris’e gidip, orada bir güzel sanatlar akademisinde okumak istemiş, bundan dolayı özel şişli kolejine gidip, 1963 yılları içerisinde bu diplomasını almıştır.
1963 senesinde, deniz mahsulleri yüklenmiş bir kamyonetin şoför-tercüman yardımcısı görevi ile İstanbul şehrinden Lion şehrine, ordan ise otostop tekniği ile Paris’e varan Barış Manço, burada güzel sanatlar akademisinde okumak ilk adımını atmıştır. Fakat maddi durumlardan dolayı ve Belçika’da hayatını sürdüren Savaş Manço’nun varlığından dolayı gidip orada yaşamak için Liege şehrine varan Barış Manço, orada bazen türk işçilere tercümanlık, bazen de garson olarak çalışarak hayatını idame ettiriyordu. Bazen de, Türkiye’den getirmiş olduğu filmleri türk işçilere izletip hayatını idame ettiriyordu.
Tüm bu sorunlara ve zorluklara nazaran, müzikten asla kopmayan Barış Manço, düzenli olarak Paris’ten gelen plağın üstünde “Barısh Mancho” yazısına aldırmadan, plağı “Müzik ile uğraşan “Bari Manso” olarak sunmuştur. Programı dinlemekte olan Barış Manço’nun annesi, ayağında ev terlikleri ile İstanbul radyosuna ulaşan anne “Bu benim oğlum, adı Barış Manço” der. Müzik hayatına uzun süreler bu şekilde devam etmiştir.
1967 senesinde, Hollanda ülkesinde gerçekten zor bir trafik kazası geçirmiş Barış Manço, bu kazanın vücudunda bıraktığı, bıyıklarının altındaki kesik izlerini kapatabilmek için o ünlü bıyığını bırakmaya kararvermiştir. Ayn dönemlerde, sadece bıyıklarını değil, aynı zamanda saçlarını da uzatmıştır Barış Manço.
Bu seneler içerisinde, 1969 yılına kadar devam edecek olan “Kaygısızlar” grubu kurulur. Bu grup içerisinde “MFÖ” üyeleri olan “Fuat Güner ve Mazhar Alanson” da bulunmaktadır. Kaygısızlar ile kendi müzikal ortaklığını bulmak için müzik yapmaya başlayan Barış Manço, “Unutamıyorum” ve “Kol Düğmeleri” isminde kendi şarkıları haricinde “Derule, Bebek, Kağızma” gibi şarkıları da kaydetmiştir.
Kaygısızlar grubunun diğer üyelerinin Avrupa genelinde kariyer ve turne yapmak istememelerinden dolayı Barış Manço, Avrupa’da bulunan yabancı bir grup ile çalışmaya karar verir.
Bu grup ile Londra’da tanışan Barış Manço, “Barış Manço ve” grubunun üyelerini kendisi, Jonathan Glemser, Jonatha, Mounir ve Onkan’dan oluşturmuştur. Bu grup ile “Dağlar Dağlar” şarkısını kaydeden Barış Manço, bu şarkının çıkmasından 4 ay sonrasında 700 bin satması ile, dünya genelinde o dönemin büyüklerinden olan Erkin Koray, Cem Karaca ve Moğollar arasında yer almaya hak kazanmıştır. Bu şarkı, Barış Manço için bir dönüm noktası olmuştur. Fakat yine işlerin terse gittiği dönemler içerisinde “Barış Manço ve” grubundan ayrılan Barış Manço, Moğollar ile Fransada çalışmaya başlamıştır. Moğollar ile birlikte “Binboğanın Kızı, Katip Arzuhalim ve İşte Hendek İşte Deve” isimli şarkıları kaydeden Barış Manço, Moğolların tek başlarına kaydetmiş olduğu “Danses et Rhythmes de la Turquie D’hier A’Aujourd’hui” isimli albümlerinde başarılı olması ve dönemin bi önceki senesinde Jimi Hendrix’in, bir sonraki senelerde ise Pink Floyd grubunun kazanacağı “Academie Charles Cross Grand Prix Du Disque” ödülü kazanmış ve yurt dışında çalışma isteklerinden dolayı ayrılmışlardır. 1978 senesine dek müzik ile uğraşan Barış Manço, 1978 senesinde bir nikah ile Lale Çağlar ile evlenir ve bu evliliğin içerisinde “19 Mayıs 1981” de Doğukan Hazar, “24 Temmuz 1984″de ise Batıkan Zorbey dünyaya gelir.
Kendi çocukları olan Barış Manço, eskiden kurduğu hayalleri aklına getirir ve büyük birikimleri ile her kuşaktaki ve yaştaki insanların ayrıca çocukların yararlanmasını istemiş ve 1989 senesinde TRT 1’in televizyonuna bir teklifte bulunmuş. “Çocukları ve ailelerini eğlendirirken öğreten bir belgesel” adı altında düşündüğü bu fikir, yayınlandığı ilk gün milyonlar tarafından izlenmiş ve “Barış Manço ile 7’den 77’ye” isimli program, onun başka bir birikmi olmuş olur. Bu programın çekimleri için dünyanın etrafını toplam 12 kez dolaşan Barış Manço, dünyaca ünlü düşünürler, yazarlar, şairler, devlet başkanları, sporcular, astronotlar ve süper starların konuk olduğu bu programı, Türk Televizyonlarında da ulaşılmamış pek çok rekoru eline almıştır.
Televizyon programlarının ve müzik kariyerlerinin ilerlediği senelerin ardında 1991 senesinde Devlet Sanatçısı olarak seçilecek Barış Manço, 1990 senesinde, ölümüne deyin devam edecek Japonya maceralarına başlayacaktı. İçerisinde barındırdığı sevgiyi, Japon halkı ile paylaşmak isteyen Barış Manço, orada “Süğer” sıfatını alacaktı. 1990 senesinde, Ertuğrul Gemisinin, Japonya’yı ziyareti ve Japonya’nın açıklarında batmasının 100. yılından dolayı “Tokyo Emperial Hotel”de, Japonyanın büyük adamları tarafından izlenilen bir konser verir bu konser sonrasında “Sebzler ile Şarkı Yapan Adam” lakabını elde eder.
1982 senesinde ilk kez onu yoklamış olan kalbi çok üzücü bir şekilde 1999 senesinde aramızdan ayrılmasına sebep olmuştur. 1999 senesinin 31 Ocak akşamı, saatler 23:39’da iken hastahaneye götürüldüğünde, 1 saat öncesinde hayata veda etmiştir.
İbranice, Rumca, Bulgarca, Japonca, Arapça, Flemenkçe, Fransızca, Farsça ve İngilizce olan 200’den fazla şarkısı, bu şarkıların elde ettiği bir ödüller… O’nun ne kadar güzel, kaliteli ve profesyonel bir insan ve müzik adamı olduğunu anlatmamıza asla yetmiyordu, yetmeyecek de. Türkiye’deki müzik tarihimizin en büyük insanlarından biri olan Barış Manço, el atmış olduğu her işte başarılı olmuş ve 1988 yılında, Ekim ayında TRT’de başlamış olan “7’den 77’ye” programı, gerçekten onun en önemli tecrübelerinden birisi olmuştur. Koskoca bir nesil, onun yapmış olduğu “Adam Olacak Çocuk” programlarını seyrederek büyümüştür.
Çok büyük bir tarihi belgesel hazırlamak isteyen Barış Manço, ömrü buna yetmeyerek, 1 Şubat 1999 gününde aramızdan ayrılmıştı. Ülke yas içinde, herkes mutsuz bir biçimde günler geçiyordu. Ardında bıraktığı güzellikler ile hala bizlere gülümseyen Barış Manço’nun, sahip olduğu 300’den fazla ödülü bir kenara bırakıp, sahip olduğu ünvanlara bir bakalım.
Türkiye Cumhuriyeti: Devlet Sanatçısı Ankara (1991)
Hacettepe Üniversitesi: Onursal Doktora Ankara (1991)
Soka Üniversitesi: Uluslararası Kültür ve Barış Ödülü Tokyo, Japonya (1991)
Belçika Krallığı: Leopold II Şövalyesi nişanı Brüksel, Belçika (1992)
Fransa Devleti: Edebiyat ve Sanat Şövalyesi nişanı Paris, Fransa (1992)
Pamukkale Üniversitesi: Onursal Doktora Denizli (1995)
Min-On Sanat Vakfı: Yüksek Şeref Madalyası Tokyo, Japonya (1995)
Liege Prensliği: Onursal Hemşehrilik Beratı Liege, Belçika (1997)