16. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar operanın en etkili 10 sesini tanıma ve takdir etme vakti!
Besteciler, Rönesans’ın sonlarından beri opera yazmaktan hoşlanıyorlar. Dramatik, heyecan verici, genellikle en yüksek ve en alçak duygularla dolu ve insan sesinin neler başarabileceğinin tam yelpazesini sunan bir kompozisyon oluşturmanın oldukça eğlenceli olduğunu düşünmekte pek de haksız sayılmayız…
Tür, Barok çağda adeta yeniden canlandı ve günümüzün en ünlü bestecilerinden bazıları için tercih edilen araç olmaya devam ediyor.
Siz de en iyi opera bestecilerinin eserlerini kusursuz bir şekilde söyleyebilmek için hemen Şan Kursu hakkında ayrıntılı bilgi alın! Ayrıntılı bilgiyi Buraya Tıklayarak alabilirsiniz.
İşte Şimdiye Kadar Yaşamış En İyi 10 Opera Bestecisi
Claudio Monteverdi (1567-1643)
Monteverdi operayı dikişlerinden ayırdı ve Barok döneminin şafağına damgasını vurdu.
İtalya’da Rönesans döneminin sonunda operalar yazılıyordu, ancak çoğu klasik Yunan tiyatrosunu canlandırma girişimleriydi ve bugün operadan beklenilenle karşılaştırıldığında oldukça küçük ölçekli kalıyordu.
Fevkalade teatral bir adam olan Monteverdi, öncü operalarına bir dizi duygu, devasa manzara ve ilgi çekici olay örgüsü getirdi. L’Orfeo (1607) bugün hala yaygın olarak icra edilen en eski operadır, ancak Monteverdi’yi çoğunlukla hayatının sonlarına doğru yazdığı L’incoronazione di Poppea (1643) ile hatırlıyoruz.
George Frideric Handel (1685-1759)
Bir zamanlar “birinci dereceden dramatik bir deha” olarak tanımlanan Handel, üretken bir Barok opera bestecisiydi.
İngiliz asaletini İtalyan operası ile tedarik etmek için üç ticari opera şirketi kurdu ve 1720’ler boyunca, Londra sahneleri için genellikle Ottone ve Serse (Xerxes) dahil olmak üzere klasik hikayelere dayanan İtalyan opera şaheserleri besteledi.
Wolfgang Amadeus Mozart (1756-1791)
Mozart, operada işlerin geçmişe nazaran kolaylaşmaya başladığı bir noktada kendini göstermiştir.
Tipik dahiyane üslupta, genç Wolfgang ilk operası Apollo et Hyacinthus’u henüz 11 yaşındayken bestelemiştir. Acak bugün gerçekten değer verdiğimiz şey, Roma’ya âşık olan genç bir adam olarak 20’li yaşlardaki Mozart eserleri…
Mozart, yüce melodilerin ve müzik mantığının yanı sıra vahşi, hayali olayları bir şekilde dengeleyerek İtalyan komedi operasında devrim yaratan bir Avusturyalıydı. Figaro’nun Düğünü, Don Giovanni ve Così fan tutte adlı operaları yeni izleyiciler için en sevilen ve erişilebilir operalar arasında yerlerini aldılar.
Gioachino Rossini (1792-1868)
Rossini hayret verici derecede verimli bir opera bestecisiydi ve hayatı boyunca 39 tane opera yazmıştı.
İlk kitabı Demetrio e Polibio’yu henüz Bologna’da öğrenciyken bestelemişti ve Mozart’a olan sevgisi onun takma adının “Alman” olmasına neden olmuştu. Başarısı öylesine büyüktü ki, ‘Largo al factotum’ veya ‘Figaro aria’nın en ünlü olduğu The Barber of Seville de dahil olmak üzere bir dizi operatik girişime yol açtı.
Ancak bir opera kasırgası yaratan ve hala henüz 30’lu yaşlarında olan Rossini, opera kalemini sonsuza dek bıraktı. Belki de bir zamanlar söylediği gibi, yüksek bütçe gerektiren sanatçılarla uğraşmaktan bıkmıştı: “Şarkıcı olmasaydı opera ne kadar harika olurdu!”
Gaetano Donizetti (1797-1848)
Donizetti, 1835’te Bellini’nin ölümünden sonra İtalyan operasının en önemli figürüydü. 1842’de devrimci Nabucco ile sahneye çıkan Verdi’nin asasını almasının yolunu açtı. .
Donizetti’nin tarzı bel canto türüne dayanır, ancak sahne parçaları inanılmaz bir dinamik aralığa sahiptir. L’elisir d’amore, Lucia di Lammermoor, La fille du régiment ve Don Pasquale, bugünün izleyicileri için hala sadakatle yeniden yorumlanan düzinelerce eseri arasındadır.
Giuseppe Verdi (1813-1901)
Verdi’nin tüm İtalyan opera bestecilerinin “Kralı” unvanı tartışılmaz. Öyle ki Puccini bile selefine tam anlamıyla dayanamamıştır.
Olağanüstü ifade yelpazesi ve unutulmaz bir melodi yazma kapasitesi ile bugün hala popülerliğini koruyan inanılmaz operalar dizisinde kendi imzasını yansıtır. – La Traviata, Rigoletto, Aida, Nabucco, Otello … şeklinde liste devam eder…
Verdi ayrıca 19. yüzyılın sonlarında İtalyanlar için bir umut sembolü olmuştur. İbrani Köleler Korosu, İtalyan birleşme hareketi için bir marş olarak alınmış; ve öldüğünde 28.000 İtalyan cenazesi için sokaklara akın etmişti…
Giacomo Puccini (1858-1924)
Puccini, neslinin önde gelen İtalyan opera bestecisiydi ve trajedileri anlatma konusunda bir uzmandı. Opera’nın verismo türünün önemli bir temsilcisiydi ve gerçek hayattaki insanlar hakkında bir hikaye ile karakterize edildi, müzik ve dram genellikle bir tutku ve romantizm hikayesi anlatıyordu.
La bohéme, Tosca ve Madam Butterfly’ın enfes melodileri ve utanmazca romantik hikâyeleri, onları bugünün sahnelerinde yer alan en popüler operalar arasında konumlandırıyor.
Ölümü sırasında yarım kalan son operası Turandot, adeta yankılanan bir başarıydı ve Luciano Pavarotti’nin yankılanan ses telleri sayesinde yaygınlaşan unutulmaz tenor arya ‘Nessun dorma’yı içeriyordu.
Richard Wagner (1813-1883)
Wagner, operanın kapsamını ve ölçeğini adeta yeniden tanımladı. Her zamanki set-parça aryalar ve korolar dizisinin yerine, bir karakter veya temayı temsil etmek için kullanılan bir dizi yinelenen müzikal ‘Leitmotif’lerden muazzam operatik yapılar yarattı (modern bir örnek için Jaws’tan gelen bu iki uğursuz notayı hayal edin) ).
En kalıcı eserleri arasında The Flying Dutchman, Tannhäuser, Tristan und Isolde ve tabii ki 15 saat süren dört operadan oluşan anıtsal Ring Cycle vardır. Ve söylemeliyiz ki Wagner, eserlerini bu parçalı sistemine rağmen asla yarı yarıya yapmadı…
Richard Strauss (1864-1949)
Richard Strauss, 20. yüzyılın ilk yarısının en önemli Alman opera bestecisiydi. Strauss, en çok iki yoğun, trajik başyapıtı Salome ve Elektra ile tanınmasının yanı sıra; Mozart’ın Figaro’nun Evliliği’ne gevşek bir şekilde dayanan Der Rosenkavalier ile kendisini opera dünyasına kazımıştır.
Bir soprano ile evli olan Strauss, soprano sesine karşı kusursuz bir anlayışa sahipti ve bunun için kapsamlı bir şekilde operalarını yazdı. Ayrıca, bir Romantik orkestranın tüm güçleri için uzmanca bir anlayışla yazdığı karmaşık opera çizgileri ile ünlüdür.
Ethel Smyth
20. yüzyıl bestecisi ve süfragette olan Ethel Smyth, altı opera yazdı; bunlardan en ünlüsü The Wreckers, “Purcell ve Britten arasındaki dönemde bestelenen en önemli İngiliz operası” olarak kabul edildi.
Smyth’in operaları eleştirmenler arasında tam bir hit oldu. Bir diğeri, The Boatswain’in Mate’i, Smyth’in Mozart ve Gilbert & Sullivan’ı derinlemesine anladığını ve “müzikte nasıl sohbet yazılacağını bildiğini” ilan ederek, “sahneye çıkarılan en neşeli, en ince ve en keyifli komedi operalarından biri” olarak tanımladı. .
Yüzyıldan fazla bir süredir, operası Der Wald, bir kadın bestecinin New York’un prestijli Metropolitan Operası sahnesini süsleyen tek operasıydı.
Daha Fazlası İçin Bize Ulaşın
İzmirde yapılan sanat etkinliklerine, galerilere, konserlerine ve daha fazla kültür sanat haberlerine sitemizin blog sekmesini takip ederek ulaşabilirsiniz.
Daha fazla enstrüman bilgilerine ulaşmak için bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz. Ayrıca kurslarımız hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşmak için bizi 0507 95 96 333 numaralı telefonumuzu arayabilir ya da mesaj bırakabilirsiniz.
Aklınızda oluşan soru işaretlerini gidermek için direkt sanat merkezimize de gelebilirsiniz. Özellikle önceden arayıp randevu alarak ücretsiz bir şekilde hocalarımıza danışabilirsiniz. Deneme dersinde hangi sanat alanına yatkın olduğunuzu keşfedip kendinizi istediğiniz alanda geliştirebilirsiniz.
Erturgut Sanat Merkezine Nasıl Gelebilirim?
Sanat merkezimize İzmir’in her yerinden metroyla, otobüsle, vapurla ulaşım çok kolaydır. Karşıyaka dışından gelmek zor diye düşünmeyin sanat merkezimizin ulaşımı çok kolay, konumu da çok merkezidir.
İzmir’in neresinden isterseniz kolaylıkla gelebilirsiniz. Kaliteli bir eğitim istiyorsanız, mesafe bana uzak diye düşünmeden önce kesinlikle bir kez sanat merkezimizi ziyaret etmeli ve en azından bizimle bir kahve, bir çay içip sanat merkezimizde gerçekleşen eğitimler hakkında bilgi alıp, sıcak, samimi, eğlenceli sanat ortamımızı kendiniz görmelisiniz.
Karşıyaka Yelken Klübünün 300 metre, Bostanlı tarafına doğru ilerisinde, halı sahaların çaprazında, Lion Kafe’nin yanında zemin katta, Karşıyaka Yalı’ da sahilde yer almaktadır.
Aynı zamanda msn@erturgutsanatmerkezi.com mail adresimizden de bize ulaşıp hemen geri dönüş ile aklınızdaki soru işaretlerini giderebilirsiniz. Mutlu, umutlu, sağlıklı, sanat ve sağlıkla dolu günler dileriz..
Adres / Erturgut Sanat Merkezi Nerede?
Cemal Gürsel Caddesi (Yalı Caddesi) No: 426 Bayerler Apartmanı – Zemin Kat Daire. 1 Karşıyaka / İzmir
Öğrencilerimiz kursumuzu İzmir’in her yerinden tercih etmektedirler, Buca, Bornova, Alsancak, Gaziemir, her bölgeden öğrencilerimiz bulunmaktadır, sadece Karşıyaka’dan değil İzmir’in her noktasından bir sürü gitar öğrencimiz vardır.
