Hayatta olduğu gibi sanatta da aşk, çok çeşitli karmaşık duyguları ve deneyimleri kapsar. Kimyasal ama büyülü, anlaşılması zor ve bazen de geçicidir, ancak aynı zamanda gücü ezici ve çoğunlukla somut hissedebilirdir. Ve gerçek aşk her zaman sorunsuz gitmese de, büyük sanatçıların elinde kesinlikle ilginç hale getirilebilir. Sanatta da yerçekimine meydan okuyan romantizmden ve bedensel zevkin acılarından hüzünlü ayrılıklara ve kaybedilen sevginin kederine kadar, kalbin meseleleri her zaman çekici kalacaktır.

Sanat eğitimi hakkında ayrıntılı bilgi almak için Buraya Tıklayın

Sanat Eserlerindeki Aşk

Bronz heykel “Öpücük” – Auguste Rodin (1882), Tuileries Bahçesi’nde arka planda Mısır dikilitaşı, Paris, Fransa

Öpücük – Rodin

Bu eserde iki sevgili ateşli bir öpücüğü paylaşıyor. Romantizmin coşkulu sancılarına kapılmış vaziyette, etraflarında olup biten her şeyden- çıplaklıklarından, toplumsal ahlaki formlardan, onlara bakan izleyicilerden –  ne kadar da habersiz görünüyorlar. Dante’nin cehennemine mahkûm, zina eden sevgililerinden esinlenen Rodin’in, Öpücük adlı eseri, ilk olarak 6 metrelik heykelsi harikası Gates of Hell’in bir parçası olarak tasarlandıysa da, son biçimine yulaşamdı. Rodin, hayatı boyunca Öpücük eserinin üç farklı versiyonunu yarattı; bunlardan ilki günümüzde uygun bir şekilde aşk şehri Paris’te Rodin Müzesi’nde bulunuyor. Rodin’in The Kiss(Öpücük)’i, klasik heykelin ayırt edici özelliklerine – beyaz mermer, çıplak figürler – rağmen son derece modern bir yapı sergiler. 1882’de yaratılan kadın, 19. yüzyılda oldukça radikal bir şekilde arzuya eşit bir partner olarak tasvir edilir burada. Bu durum ise kaidenin standart biçimciliğini ortadan kaldırır. Bunun yerine, esnek, pürüzsüz gövdeler, oyuldukları kaba yontulmuş kaya ile yan yana getirilmiştir. Kaide yoktur, büyük bir yüceltme yoktur, sadece yakınlıkla birlikte tanıdık ve dünyevi bir özlem vardır.

Online sanat eğitimi hakkında ayrıntılı bilgi almak için Buraya Tıklayın.

Dante ve Beatrice – Henry Holiday

Sanat Eserlerindeki Aşk

Dante Alighieri, Beatrice ile ilk tanıştığında, ömür boyu sürecek mistik bir takıntıyı da zihninde harekete geçirdi. “Bakın,” diye yazdı ilk karşılaşmalarında, “; Gelen de kim; bana hükmedecek benden daha güçlü bir tanrı. ” Ona bir göz atmayı umarak, günlerini Floransa’da dolaşarak geçirdi. Henry Holiday’in canlı pre-Raphaelite Dante ve Beatrice resmi, Dante’nin otobiyografisi La Vita Nuova’da anlatıldığı gibi böyle bir sahneyi tasvir ediyor. Beatrice’i Santa Trinita Köprüsü’ndeki konumundan beklerken, başka fikirleri vardır ve iki arkadaşı bir tepki için onun yüzünü tararken, sert bir şekilde ileriye bakarak onu selamlamayı reddeder. Dante hayatının ilk yıllarında ona olan sevgisini gizlemek için büyük çaba sarf etti, hatta başka kadınlara ilgi duyuyormuş gibi yaptı. Beatrice bu aşamada onun şehvetli itibarını duymuş olabilir mi? “Son Pre-Raphaelite” olarak bilinen Holiday, bu özel aşk hikayesine kapılmış tek kişi değildi. Aslında, Raphaelite öncesi hareket, fizikselliği aşan idealize edilmiş bir aşk türünü temsil etmeye gelen Beatrice’in tasvirleriyle doludur. Kompozisyon ve renk konusunda keskin bir bakış açısı ve detaylara gösterilen etkileyici ilgiyle Holiday’in katkısı, karşılıksız aşkın acısını mükemmel bir şekilde yakalar.

Âşıklar – Marina Abramovic ve Ulay

Çağdaş sanatın en büyük çiftlerinden biri olan performans sanatçıları Marina Abramovic ve Ulay’ın aşk hikayesi, unutulmaz bir işbirliği, güven, ihanet ve affetme hikayesidir. Kendilerini bir noktada “iki başlı vücut” olarak tanımlayarak, göçebe bir yaşam tarzı yaşadılar, sanatın, bedenin ve ilişkilerinin sınırlarını zorlayan riskli ve aşırı performanslar sergilediler.

Örneğin, durgun kütle vaziyetinde, kendilerini bir yayın ve okun iki yanında dengelediler. Ok Marina’nın kalbine işaret ettiğinde, Ulay’ın elinin bir kayması ölümcül sonuçlara yol açabilirdi. Nihai işbirlikleri, evlenecekleri yerde buluşmak için zıt uçlardan yola çıkarak Çin Seddi’nde yürümeyi planladıklarında 1983’te başladı. Ancak Aşıklar’ı planlamak için geçen yıllar boyunca ilişkileri kötüleşti. Nihayet 1988’de ejderhanın omurgasında yürüdüklerinde, birliktelikleri bir evlilik yemininden ziyade bir ayrılıkla sonuçlandı.

Ulay, Abramovic’in 2010 MOMA performansı The Artist Is Present’ın bir parçası olarak eski sevgilisiyle yüzleşmek için seyircilerin dışına çıkana kadar 22 yıl boyunca konuşmadılar. Ancak bu buluşmada gözyaşlarıyla konuşurlar ve temas kuralını çiğneyerek ellerini tutmak için birbirlerine uzanırlar. Onca yıl arayla geçen zorlu yolculuklarının ardından yakınlık yeniden canlanır. Aşk asla kaybolmaz.

İsimsiz (Mükemmel Âşıklar) – Felix Gonzalez-Torres

Sanat Eserlerindeki Aşk

İki özdeş ticari duvar saatinden oluşan Felix Gonzalez-Torres’in İsimsiz (Mükemmel Aşıklar) adlı eseri, aşkın geçiciliğine acı tatlı bir övgü mahiyetindedir. Yumuşak bir duvara yan yana asılan saatler mükemmel bir senkronizasyonla başlar. Zaman geçtikçe senkronize ilerleyemezler, piller ve mekanizmalar farklı oranlarda azalma gösterir. Ortağı Ross Laycock’un hayatını AIDS’e kaybetmesinden kısa bir süre sonra yapılan bu parça, iki mekanik kalp atışını temsil ediyor ve başka türlü ilham almayan sıradan nesnelerden kişisel bir şiir yaratıyor. 1988’de, parçanın bir taslağını Laycock’a şu notla birlikte gönderdi: “Saatlerden korkmayın, onlar bizim zamanımız, zaman bize çok cömert davrandı. Zaferin tatlı tadıyla zamanı damgaladık. Kaderi belirli bir mekânda belirli bir zamanda buluşarak fethettik. Biz zamanın bir ürünüyüz, bu nedenle vadesi geldiğinde geri kredi veriyoruz: zaman. Şimdi ve sonsuza kadar senkronize oluyoruz. Seni seviyorum.”

Doğum Günü – Marc Chagall

Marc Chagall’ın Doğum Günü adlı eseri, birbirlerinden ayakları yere güçlükle değecek şekilde, çiçek açan romantizmin ağırlıksız coşkusuyla havalanıyor. Betimlenen aşk, havaya yükselen sevgilileri, kelebekleri en alaycı kalplere bile aşılamaya yeter. Resmin ana rengi olarak ‘aşk’ ı belirleyen bu parça, 1915’te Doğum Günü resminin yapılmasından sadece birkaç hafta sonra evlendiği çocukluk sevgilisi Bella ile paylaştığı sevginin bir kutlamasıdır esasında.

Rüya gibi bir betimlemeye sahip bu eser, oyuncu bir havayla, yer çekimine meydan okurcasına uçuşan Chagall’ın vücudunu ve müstakbel karısını birbirlerini öpmek için salınırken resmeder… İlişkileri, Bella’nın Burning Lights anılarında yankılanan, eğlenceli zekâ ve yaşama sevinci ile tasvir edilmiştir.

Resmin doğuşundan 30 yıl sonra bile Chagall, eşiyle olan buluşmalarını hararetli bir şekilde betimleyebiliyordu; “Kırmızı, mavi, beyaz, siyah renkli. Aniden beni yeryüzünden koparıyorsun, tek ayağınla kalkıyorsun. Yükselirsin, uzuvlarını uzatırsın, tavana doğru süzülürsün. Başın dönüyor ve sen benimkini çeviriyorsun. Kulağıma hafifçe dokunuyorsun ve mırıldanıyorsun. “

Erturgut Sanat Merkezine Nasıl Gelebilirim?

Sanat merkezimize İzmir’in her yerinden metroyla, otobüsle, vapurla ulaşım çok kolaydır. Karşıyaka dışından gelmek zor diye düşünmeyin sanat merkezimizin ulaşımı çok kolay, konumu da çok merkezidir.

İzmir’in neresinden isterseniz kolaylıkla gelebilirsiniz. Kaliteli bir eğitim istiyorsanız, mesafe bana uzak diye düşünmeden önce kesinlikle bir kez sanat merkezimizi ziyaret etmeli ve en azından bizimle bir kahve, bir çay içip sanat merkezimizde gerçekleşen eğitimler hakkında bilgi alıp, sıcak, samimi, eğlenceli sanat ortamımızı kendiniz görmelisiniz.

Karşıyaka Yelken Klübünün 300 metre, Bostanlı tarafına doğru  ilerisinde, halı sahaların çaprazında, Lion Kafe’nin yanında  zemin katta, Karşıyaka Yalı’ da sahilde yer almaktadır.

Aynı zamanda msn@erturgutsanatmerkezi.com mail adresimizden de bize ulaşıp hemen geri dönüş ile aklınızdaki soru işaretlerini giderebilirsiniz. Mutlu, umutlu, sağlıklı, sanat ve sağlıkla dolu günler dileriz..

Adres / Erturgut Sanat Merkezi Nerede?

Cemal Gürsel Caddesi (Yalı Caddesi) No: 426 Bayerler Apartmanı – Zemin Kat Daire. 1 Karşıyaka / İzmir

İzmir sanat kursları arasından, müzik kursu arayışında olanlar için, enstrüman çalıp, enstrüman kursu alıp yeni bir hobi edinmek isteyenler için, Erturgut Sanat Merkezi bir çok enstrümanın dersi sunıyor! İzmir müzik kursu bakımından çok şanslı bir yer, bir çok seçenek var! Siz de müzik kursu almak istiyorsanız Erturgut Sanat’a davetlisiniz, siz istekli olun ve gerisini bize bırakın!

Erturgut Sanat Merkezi 2007 yılının Aralık ayından, yani kurulduğu günden beri müzik alanında, çok geniş bir enstruman seçeneğiyle hizmet vermektedir. İzmir’de müzik kursu ve sanat kursları arayışınıza son vermek için Erturgut Sanat burada!