Koronavirüs zamanında sanat: Ai Weiwei ve maskeleri
Küçük bireysel eylemlerimiz, sosyal tepkinin bir parçası olduklarında güçlenir. Yetkililerin direktifleri yerine bireylerin tercihlerine göre maske takan bir toplum, her türlü güce meydan okuyabilir ve bunlara karşı koyabilir.
Ai Weiwei kimdir?
Çağdaş Çinli bir sanatçı ve aktivist olan Ai, kariyeri boyunca Çin hükümetini demokrasi ve insan hakları konusundaki duruşundan dolayı sıkça eleştirildi, 2008’de Siçuan’daki okulların çökmesi gibi hükümetin yolsuzluk vakalarını kınadı. Gözaltına alınan ve hatta tutuklanan sanatçının yurt dışına seyahat etmesini yasakladı, bu yüzden kendini ifade edebilmek için eserlerini de eleştirel yönü baskın şekilde yapageldi…
Hükümet tarafından eserlerini yayınlaması yasaklanan prestijli bir şair olan babası Ai Qing’in sürgünde geçen yaşamı sebebiyle sanatçının çocukluğunda kitapların ve okumanın yokluğu kendini ağır bir şekilde gösterdi. Bu geçmiş, sanatçıyı, çalışmalarıyla bağlantılı olarak ülkesindeki adaletsizlikleri kınaması ile şekillendi ve inatçı, talepkâr bir kişilik haline getirdi.
“Birinin ayağa kalkıp konuşması gerekiyor. Konuşmazsam suç ortağı olurum.” Gençlik yıllarında Amerika Birleşik Devletleri’nde, özellikle de New York’ta yaşadı ve burada Sanat Öğrencileri Birliği’ne katıldı, makale çevreleriyle ve zamanının avangart eğilimleriyle temas kurdu. Marcel Duchamp veya Andy Warhol’un figürlerini adeta içerek içine çeken bir sanatçıydı
1993’te babasının rahatsızlığı nedeniyle Çin’e dönmek zorunda kaldı, böylece sanat kişiliğini daha da şekillendiren gerçek kültürüne ve geçmişine geri döndü. Kendisini bu oryantal gelenekten koparmadan, yaşamını, tecrübelerini ve düşüncelerini, sosyal eleştiri yapmak için kullanmaya karar verdi; bu gerçeği, 1995’teki Coca-Cola logolu Han Hanedanı Gemisi adlı eserlerinden birinde yansıtmayı da başardı ; Bu eser Antik sanat nesnesini işaretleyen bir batı sembolüydü…
Gelenekle olan bu ilişkiye rağmen, “internetin yayılmak için kullandığı bir araç ve silah olduğu, hatta beni en çok etkileyen şeyin İnternet olduğunu ve beni harekete geçirdiğini belirtmek gerekir…”demiştir.
Bilinmesi ve iyice tanınması ise, 2008 yılında Pekin oyunlarının gerçekleştiği Olimpik stadyumunun tasarımıyla diğer adıyla Kuş Yuvası Stadyumu olarak bilinen yapıtıyla gerçekleşti. O andan itibaren galeriler çalışmalarına ilgi duymaya başladı ve 2010 yılında Londra’daki Tate Modern’de sergilenerek müzenin türbin odasını sanatçılar tarafından yapılmış ve dekore edilmiş yüz milyon küçük porselen pop ile doldurdu. Uzmanlar bu çalışma ile ilgili en çok ihraç edilen ürünlere yansıyan, yeni ekonomik fenomen ile geleneksel Çin işinin birliğini temsil ettiğini söyledi…
Bundan sonra, en tartışmalı eserlerinden biri ise, Okulların kötü durumundan dolayı çok sayıda çocuğun öldüğü 2010 Sichuan depremini kınamak için Münih’teki bir müzenin cephesinde 9.000 renkli sırt çantası kullandığı Remenbering olacaktır…
Sanatçı, 3 Nisan 2011’de Çin polisi tarafından tutuklandı ve gözaltına alındı, bu da uluslararası sahnenin kültürel ve sosyal alanlarında protestolara neden oldu. Serbest bırakılması, bir hücrede seksen bir gün hapis yattıktan sonra Haziran 2011’de ancak gerçekleşebildi.
Daha önce de bahsettiğimiz gibi, hükümeti seyahat etmesine izin vermedi, bu yüzden dünyanın dört bir yanındaki müzelerde ve galerilerde sergilemeye devam etmek için her şeyi stüdyosundan organize etti… Ta ki 2015’te Çin’den ayrılıp Birleşik Krallık’a taşınana kadar…
Covid-19 Zamanı Sanat
Tartışmadan yoksun olmayan ve Çin muhalefetinin simgelerinden biri olan bu sanatsal referans, kendisini küresel sağlık krizine göre konumlandırdı, yalnız ülkesi için değil, Batı için de sert bir tutumla bilgileri örtbas etme sorumluluğunu üstlenmeleri gerektiğine işaret etti.
Buna ek olarak sanatçı, bu salgının getirdiği dersi, “insanın yaşamı ve ölümü anlamasını sağlayan hayatın ne kadar da kırılgan olduğu” şeklinde yorumluyor. Zenginlerin ve fakirlerin aynı sayfada bulunmasına hizmet ettiğini belirtirken; düşünmek, çalışmak ve araştırmak için de iyi bir zaman olduğunu düşünüyor…
Ve toplumlarla ilgili olarak bağımsızlığımızın artabilmesinin ne kadar değerli olduğuna vurgu yapıyor.
İşte tüm bunlara dikkat çekebilmek için sanatçı, şimdi de en ikonik çalışmalarını maskeler üzerine basmaya karar verdi. Pandemi sırasında savunmasız insanlara yardım eden uluslararası kuruluşlara (İnsan Hakları İzleme Örgütü, Sınır Tanımayan Doktorlar ve Mülteciler Enternasyonal) bağışlanacak olan en az bir milyon doları toplamayı umuyor.
Üzerinde ayçiçeği çekirdekleri, bir orta parmak ve mitolojik canavar çizimleri bulunan maskeler, eBay’de satışa sunuldu bile…
Maskelerin tanesi 50, 4’lü paketi 300, 20’li koleksiyon paketiyse 1500 dolara satılıyor.
Sanatçının tasarladığı bu özel maskeler, kullanılmaktan ziyade bir koleksiyon malzemesi olarak görülüyor…
Bu kumaş maskeler el ile serigrafi olarak basılmıştır ve sanatçıdan imzalı bir açıklama maskelere eşlik etmektedir. Bu şekilde Sanatçının nasıl birçok insana ulaşılabildiğini de görüyoruz, ve en önemlisi sanatçının sözleriyle bazı şeyleri yeniden düşünmeye başlıyoruz…
“Konuşma özgürlüğü olmayan bir toplum karanlık dipsiz bir çukurdur. Ve çok karanlık olduğunda, diğer her şey parlamaya başlar.”