Erturgut Sanat olarak bugün sizlere Türk Tiyatrosu hakkında bilmemiz gereken en önemli şeylerden biri olan “Kavuk” geleneğinin önemi ve tarihin sayfalarındaki ilerleyişi hakkında kısa bir yazı yazmak istedik.


Bildiğiniz gibi sanatın her alanıyla olduğu gibi tiyatro alanıyla da ilgilenen Erturgut Sanat Merkezi olarak bu yazımızda sizlere Türk tiyatrosu ve tiyatrocuları için son derece önemli ve itibarlı olan bu geleneğin kökenlerinden bahsedeceğiz.


Kavuk’un yolculuğuna geçmeden önce sizlere kısaca geleneksel anlamda Türk tiyatrosunun kısa bir gelişiminden bahsetmenin faydalı olacağını düşünüyoruz. Öncelikle batılı anlamda gelişen tiyatroya benzer şekilde geleneksel Türk tiyatrosu da tek bir anlatıcı ile ortaya çıkmıştır. Antik Yunan’da anlatıcı olarak geçen oyun karakteri Türk tiyatrosunda ise kendine Meddah ismini vermiştir.

Tiyatronun cevheri kavuk
Tiyatro ve Kavuk


Kendini gölgeoyunun iki boyutlu dünyasından çıkaran geleneksel Türk tiyatrosu önce Meddah geleneği ile şekillenmiş ve Ortaoyunu ile son halini alarak sanat tarihi içerisindeki yerini almıştır.

Tiyatroda Kavuğun Yolculuğu


Kavuk ve İlk Sahibi Kel Hasan Efendi Türk Tiyatrosu’nun en önemli sembollerinden olan kavuk, nesilden nesile aktarılarak önem kazanan bir gelenek. Dümbüllü Kavuğu adıyla bildiğimiz bu kavuk, öğrencisi İsmail Dümbüllü’ye Kel Hasan Efendi tarafından devredilmişti.


Kel Hasan Efendi, Kadıköy’de yoğurtçuluk yaparken içinde tiyatro ve komedyenlik hevesiyle Kadıköy Kuşdili’ndeki gösterilerde ilk kez sahneye çıktı. Çocukluk yaşlarında Abdürrezzak Efendi’nin neredeyse tüm rollerini ezberleyen Kel Hasan Efendi, başroldeki Abdürrezzak Efendi’ye ikinci komik olarak nitelendirilen Külhanbeyi rolüyle eşlik etti. Bu rolün ardından, tuluat tiyatrosunda İbiş tipiyle halkın beğenisini kazandı.


Dübüllü Kavuğu ve İsmail Dümbüllü


Kel Hasan Efendi tarafından yetiştirilen İsmail Dümbüllü, Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun son temsilcisi, usta bir tuluat ve ortaoyunu ustasıdır. 30 yaşına kadar Kel Hasan ile çalışan Dümbüllü, ardından Şehzadebaşı Tiyatrosu’na geçti. Kel Hasan’dan öğrendiklerini kendi oyunculuğu ve kişiliği ile birleştirerek, izlerini hem sahnede hem perdede gördüğümüz bir akım yarattı.


Kavuk ile Bütünleşen Bir İsim – Münir Özkul

Tiyatro ve kavuk 2
Tiyatro 1


İsmail Dümbüllü, 1968’de kavuğu o sıralarda Kanlı Nigar piyesinde Kavuklu rolüyle İlhan İskender Ödülü’ne de layık görülen Münir Özkul’a devretti. Askerlik yaptığı dönemde “Vatan ve Namık Kemal” filminin yönetmen asistanlığını yapan arkadaşı Sırrı Gültekin’i ziyarete giden Özkul, arkadaşının ricasını kırmayarak bu filmde figüranlık yaptı ve böylece film setlerine de adım attı. Münir Özkul tiyatroyla birlikte sinemaya da yönelerek büyük ün kazandı. Tiyatroda ise İbiş karakterini başarıyla canlandıran Özkul, kavuğu 1989 yılına kadar elinde tutmuştur.

Her Anlamda Kavuğa Layık Bir İsim – Ferhan Şensoy

Kavuğun Türk Tiyatrosundaki Yeri
Tiyatro ve Kavuk 3


Bu gelenek, Münir Özkul’un kavuğu Ferhan Şensoy’a devretmesi ile sürdürülmüştür. Ferhan Şensoy, Türk Tiyatrosu, sinema ve televizyon oyuncusu; roman, deneme, günlük yazarı; dizi ve film senaristi ve Ortaoyuncular Tiyatro Topluluğu’nun kurucusudur. Tek kişilik oyunu Ferhangi Şeyler en ünlü oyunudur. Münir Özkul ile yer aldığı bir oyun sonrasında, oyundaki başarısıyla Özkul’u etkilemiş ve kavuğun yeni sahibi olmuştur.


Son Kavuklu Rasim Öztekin


Kavuk daha sonra, Ferhan Şensoy tarafından Pardon filminde beraber rol aldığı Rasim Öztekin’e geçmiştir. Rasim Öztekin kariyerinin başından itibaren başarısını ve popülerliğini korumayı başarmış, unutulmayan işlere imza atmıştır. Rasim Öztekin kavuğun değerini ve önemini “Bu çok önemli bir şey. Yani bu işin ‘Nirvana’sı denilebilir. Çok onurlu bir şey. Aynı zamanda da bir o kadar sorumluluk taşımam gereken bir şey. Ustam bu onuru bana verdi.” sözleriyle dile getirmiştir.

Kavuğun tiyatrodaki önemi
Tiyatro ve Kavuk


Kavuğun devredileceği oyuncunun halk tarafından sevilen ve toplum normlarına karşı muhalif bir kişilik olması gerekmektedir. Tiyatronun halk için önemli ve bir ihtiyaç olması yolunda mücadele göstermelidir.

Kavuğun devir görüntülerini izlemek için tıklayınız.

Rasim Öztekin kavuğun devredilmesiyle ilgili “Kavuğu çok çabuk devretmek isterim ki bu gelenek sürsün. Bunu layık olana çabuk devrettiğim sürece bu gelenek sürecektir. Bu geleneğin sürmesi, daha önce bu kavuğu kazananlar için de iyi bir şey. Benden sonra bittiği zaman bu geleneğin bir anlamı kalmayacak çünkü. Kavuk müzeye gittiği zaman hiçbir anlamı kalmayacak. Dolayısıyla bu geleneğin sürmesi lazım.” demiştir.

Eğer siz de bu konuları konuşmak, sanat ile ilgili sohbetlere dahil olmak ya da Erturgut Sanat Merkezi ailesinin bir parçası olmak ve öğrenmek istediğiniz enstrümana bir adım daha yaklaşmak istiyorsanız hemen bizlere msn@erturgutsanatmerkezi.com mail adresimizden yada 0 507 95 96 333 No’lu telefonumuzdan ulaşabilirsiniz.