“Sen taşkın bir selsin dağlardan inen,
Ah, her şeyden önce gelen,
Ay tanrıçası İnanna, cennetin ve dünyanın tanrıçası!”

Bu dizeler Tarihin en eski sanatçısına ait… Enheduanna’ya…

Peki ya bilinen en eski sanatçının bir kadın olduğunu biliyor muydunuz?

Yaklaşık olarak, günümüzden 4300 sene evvel yaşamış ilk şair ve yazar Akad hükümdarı Sargon’un kızı Enheduanna’dan bahsediyoruz… Enheduanna aşk ve savaş tanrıçası Inanna için şarkılar yazdığı kil tabletlerin sonunu imzalayarak bu unvanı elde etmiştir. Enheduanna, ‘ben’ kavramını kullanan, tarihteki ilk sanatçı özne olarak çıkar karşımıza. Tabii bu hiç de kolay olmamıştır…

Tarihteki İlk Sanatçı

Tarihte Bilinen İlk Sanatçı

Akad kralı Büyük Sargon’un kızı olarak dünyaya gelen Enheduanna, babası tarafından Ur kentindeki Ekişnugal Tapınağı’na başrahibe olarak görevlendirilmiştir. Aslen Akadlı olup Sümerlere kral olan Sargon’un büyük bir devlet kurması ve Akad kültürü ile Sümer kültürünü kaynaştırması için babasına yardım etmiş, Sümerlerin aşk tanrıçası İnannan için şiirler yazmıştır. Yani iki kültürü birleştirecek ortak, sonsuz bir tanrıça yaratmak görevi Enheduanna’ya verilmiştir.

Bu da onu ağır sorumluluklarla donatılmış bir bürokrat kılmıştır. Diyebiliriz ki Enheduanna, sanatkârlığının yanı sıra halk nezdinde yeri olan, sevilen bir yöneticidir de aynı zamanda… O kendisine verilen bu zorlu görevleri başarmakla kalmamıştır, bir de İbranice İncil ve Homeros ilahilerini derinden etkileyecek şiir ve dua standartları oluşturarak günümüze kadar gelen kültürleri de şekillendirmiştir…

Sanat ve Etkileşim

Kültürler arası etkileşimi incelendiğimizde şunları fark ederiz: Enheduanna, ay tanrıçasının rahibesiydi… Sami dilinde bu tanrıçanın adı Sin’di; Sümer dilinde ona Nanna veya Inanna deniyordu. Nanna belki de en çok Ur’lu ünlü Ziggurat’ın adandığı tanrı olarak bilinir. Daha sonra Nanna / Sin, İştar olarak ve daha sonra Afrodit olarak tanımlanacaktı bu tantıça. Hani şu güzellik ve aşk tanrıçası olan :)

Tarihe Adını Geçiren İlk Sanatçı

Günümüze kadar gelebilen şiirleri Enheduanna’yı tarihte bilinen ilk kadın yazar, bazı kaynaklara göre de ilk şair yapmıştır. Enheduanna’nın varlığını haber veren ilk tarihi belge ise, 1925 yılında Mezopotamya kazılarıyla ünlü arkeolog Sir Charles Leonard Woolley tarafından bulunmuştur.

1995 yılında ise William W. Hallo ve J. A. Van Dijk adlı Sümerologlar bulunan elli adet tableti birleştirerek Enheduanna’ya ait bir şiiri tamamlamıştır. Günümüzde, Enheduanna’dan kalan iki mühür, bir disk ve bazı tabletler, Pennsylvania Müzesi’nde sergilenmektedir.

Günümüze ulaşan kil tabletler ile Enheduanna bize seslenmeye devam ediyor:

İNANNA VE AN

Sen taşkın bir selsin dağlardan inen,
Ah, her şeyden önce gelen,
Ay tanrıçası İnanna, cennetin ve dünyanın tanrıçası!
Ateşin kıvılcımlar saçıyor ve sıçrıyor halkımın üzerine.
Bir hayvana binmiş hanım,
An sana üstünlük veriyor, kutsal buyruklar
ve sen işte böyle davranıyorsun.
Bütün büyük ayinlerimizde sen varsın.
Ama kim anlayabiliyor ki seni gerçekten? 

Elbette ki Enheduanna tarihteki ilk kadın değildi yahut ilk sanatkâr… Ancak onu özel kılan, onu bilmemizi sağlayan, onu bir şey değil de birey kılan daha güçlü bir özelliği vardı.

Şiirinde “ben” diyordu ve kadınlık bilinci, birey olma bilinci gayet açıktı… Eserlerinde adını söylemekten çekinmedi ve o ilk imzanın sahibiydi… Enheduanna seni sen olduğun için seviyoruz…

Daha fazla kültür sanat haberlerine ulaşmak için bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz. Ayrıca kurslarımız hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşmak için bizi 0507 95 96 333 numaralı telefonumuzu arayabilir ya da mesaj bırakabilirsiniz.

Aynı zamanda msn@erturgutsanatmerkezi.com mail adresimizden de bize ulaşıp hemen geri dönüş ile aklınızdaki soru işaretlerini giderebilirsiniz. Mutlu, sağlıklı, sanat dolu günler dileriz.