Saksafonun müzik sahnesini bu kadar tutarlı bir şekilde zenginleştirmesi oldukça büyüleyici değil mi sizce de?
170 yıldan daha uzun bir süre önce, Adolphe Sax, alçak vokalde güçlü bir nefesli enstrüman olmadığı için bir nefesli çalgı aleti yapmak istedi.1929’da bir atölye de dahil olmak üzere belirli patentleri Henri Selmer devraldı, bazı ayarlamalar yaptı ve bugün bildiğimiz saksafonu mükemmelleştirdi.
Saksafonun dünya çapındaki zafer yürüyüşü ise cazla başladı. Enstrüman bir takım çok iyi ellere geçti ve gerisini tarih yazdı…
İşte saksafonun bu kadar zamansız bir hayranlık ve inkâr edilemez derecede havalı bir pirinç parçası olmasının 7 nedeni…
Saksafon Ruhun Bir Parçası Olmaya Devam Ediyor
Bir saksafoncuyu dinleyen herkes otomatik olarak duydukları şeyin sadece güzel şekilli bir metal levha parçası olmadığını, oyuncunun ruhunun dışa doğru bir uzantısı olması gerektiği hissine kapılır. Ürettiği melodiler, cümleler ve tonlar derinliklerinden geliyor gibi görünür. Saksafoncu başladığında, önce çok nazikçe ve sonra – kelimenin tam anlamıyla – “tam gaz”, notalar ile yüzde yüz virtüözlük gerekmese dahi herkesi kendi büyüsüne çekmeyi başarır. İnce bir gıcırtı, tüpte çok fazla hava dokunuşu, biraz fazla çekilmiş bir tını? Bunların hiçbiri en ufak bir sorun teşkil etmez: Bu enstrüman için belki de insan sesinin sözsüz çevirisi diyebiliriz…
Tüm Müzik Tarzlarında Çok Yetenekli
Eski güzel “sıhhi tesisat kornası” kıyaslanamayacak kadar çok yönlüdür; parlak anlar katmayacağı bir müzik tarzı neredeyse yoktur. Halk müziğinden blues’a, rock’n’roll’a, funk ve soul’a; hard rock’tan punk’a, rap’ten nu-metal’e – caz ve swing’den bahsetmeye bile gerek yok. Bahsedilen tüm türlerde tek bir enstrüman hiçbir zaman bu kadar mevcut olamamıştır…Şarkılardaki rolünden bahsetmeye bile gerek yok: nadiren bir miksajda göz ardı edilen bir sestir bazen; ancak son derece benzersiz ve hoş bir şekilde karakteristiktir.
O, Sürekli Değişen Denizde Sabit Bir Kayadır
Gerçek şu ki, müzik on yıllar ve yüzyıllar boyunca sürekli değişiyor ve dönüşüyor- ve bu oldukça iyi bir fenomendir.
Gruplar normalde kendi zamanlarının arka planına karşı deneyler yaparlar, kendi isyanlarını ararlar ve bunu yeni yaratıcı çapraz geçişlerle tekrar tekrar bulurlar. Bugüne kadar asla bir durma olmadı; Tıpkı dünyanın kendisi gibi, müzik de nesiller boyunca değişiyor. Peki ya bu dönüşümde Saksafon neredeydi?
Tüm akımlardan geçti ve aşağı yukarı her zaman olduğu gibi kaldı. Elbette istisnalar var: efekt pedalları, döngüleyiciler ve örnekleyiciler gibi yeni teknolojilerin saksafon ile birleştirildiğini düşünün, ancak temel tonlar ve çalma yöntemleri birçok müzisyen için bugün dahi klasik haliyle devam ediyor. “Kırılmadıysa, düzeltmeyin”.
Rollercoasterda Duygu Yolculuğu
Ağlayabilir yahut gülebilir; bazen melankolik bir rüyada gibi dalıp gidebilir ve bir an sonra tekrar neşeli bir hale bürünebilirsiniz ve bazen neredeyse komiktir. Saksafon bir an on beşinci kadehteki viski kadar dumanlı ve sonra aniden parlak, berrak ve güçlü olabilir. Hiç kimse gün boyu gülümseme çizgileri oluşana kadar üzülmek ya da sırıtmak istemez.
Saksafonun sırrı mavi göklere doğru yükselen tezahüratlar arasında zahmetsizce süzülme yeteneğidir. Saksafon, dinleyicisini çeşitli duygusal manzaralara götürmek ve onları canlı hissettirmek için adeta sihirli bir meziyete sahiptir. Muhtemelen, muazzam dinamizmi saksafonun en çekici özelliklerinden biridir. Ancak elbette ki bu, onu çalanın yeteneklerine ve hassasiyetlerine de bağlıdır.
Saf Doğa; “Modaya Uygun” Olmaktan Uzak Bir Enstrüman
Saksafonu, bilinenlerin dışında başka seslerle beslemek için şüphesiz ilginç ve teknik olarak yaratıcı olanaklar vardır. Ancak olasılıklara rağmen, saksafonun sesinin genellikle değiştirilmeden kullanılması tercih edilir (bazı yankılar hariç) ve hatta rock ve funk sahnelerinde ve hatta pop veya crossover türlerinde ve sample ve sequencer zamanlarında mükemmel son olarak kayıtlara geçen, gerçek doğal enstrümanlardan biri olmaya bugün dahi devam ediyor.
Hiç klavyede saksafon sesi duyduğunuz oldu mu? Bu pirinç güzelliği asla hakkını yedirmez!
Bir Lider, Bir Takım Oyuncusu Ve O Bir Solist
Saksafon, o özel sesiyle trompetler, trombonlar ve klarnet gibi diğer süzgeçler arasındaki frekansın da bağlantısı konumundadır. Bu enstrümanlarla son derece uyumludur, bir kompozisyona nasıl sığdırılacağını, göze batmadan, cümle cümle nasıl aktarılacağını bilir.
Ve grup biraz gevşemeye hazır olur olmaz, saksafon kendine güvenen lider ve yalnız bir kurt olabilir (solo zamanı!). Tek başına yaptığı da bir topluluğa karışmak kadar iyi geliyor ona. Diğer kahramanların metalik Jericho sesleri arasında sıcaklığıyla öne çıkıyor ve her zaman patlamaya hazır bir bomba gibi!
Hafıza Tetikleyicisi Olarak Sax Solo
Dürüst olalım: Bazı şarkıları vokal melodisinden ziyade çengelli saksafon solo’dan hatırladığımız doğru değil mi? Gerry Rafferty’nin “Baker Sokağı” artık 40 yaşında, neredeyse herkes alto saksafon solosunu bir çırpıda tanıyabilir. Ancak vokal melodiyi söylemesi istenirse birçok insan şaşkına dönecektir.? Foreigner’ın “Urgent” filminde sezgisel olarak Junior Walker’ın saksafon bölümünü ister istemez bekliyorsunuz…David Bowie’nin yazdığı “Young Americans”, George Michael’ın “Careless Whisper”sındaki gibi uluyan saksafon sesleri olmadan bu parçalar düşünülemezdi.
Ve işte böylece Saksafon tüm müzik tarihinin içinden bir kere daha geçmeyi başarıyor. Bu enstrüman bugüne de unutulmaz izler bıraktı ve onun için bir son görmek müziğin ve insanın ruhuna oldukça uzak…
Daha Fazlası İçin Bize Ulaşın
Daha fazla enstrüman bilgilerine ulaşmak için bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz. Ayrıca kurslarımız hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşmak için bizi 0507 95 96 333 numaralı telefonumuzu arayabilir ya da mesaj bırakabilirsiniz.
Aklınızda oluşan soru işaretlerini gidermek için direk sanat merkezimize de gelebilirsiniz. Özellikle önceden arayıp randevu alarak ücretsiz bir şekilde hocalarımıza danışabilirsiniz.
Erturgut Sanat Merkezine Nasıl Gelebilirim?
Sanat merkezimize İzmir’in her yerinden metroyla, otobüsle, vapurla ulaşım çok kolaydır. Karşıyaka dışından gelmek zor diye düşünmeyin sanat merkezimizin ulaşımı çok kolay, konumu da çok merkezidir.
İzmir’in neresinden isterseniz kolaylıkla gelebilirsiniz. Kaliteli bir eğitim istiyorsanız, mesafe bana uzak diye düşünmeden önce kesinlikle bir kez sanat merkezimizi ziyaret etmeli ve en azından bizimle bir kahve, bir çay içip sanat merkezimizde gerçekleşen eğitimler hakkında bilgi alıp, sıcak, samimi, eğlenceli sanat ortamımızı kendiniz görmelisiniz.
Karşıyaka Yelken Klübünün 300 metre, Bostanlı tarafına doğru ilerisinde, halı sahaların çaprazında, Lion Kafe’nin yanında zemin katta, Karşıyaka Yalı’ da sahilde yer almaktadır.
Aynı zamanda msn@erturgutsanatmerkezi.com mail adresimizden de bize ulaşıp hemen geri dönüş ile aklınızdaki soru işaretlerini giderebilirsiniz. Mutlu, umutlu, sağlıklı, sanat ve sağlıkla dolu günler dileriz..
+ Telefon – Sabit: 0232 368 88 08 / Sabit telefonumuza 12.00 ile 20.00 saatleri arasında ulaşabilirsiniz.
+ Telefon – Mobil: 0507 95 96 333 / Mobil telefonumuza 9.00 ile 23.00 saatleri arasında ulaşabilirsiniz, veya istediğiniz her saat sizi aramamız için mesaj bırakabilirsiniz.
+ Whatsapp: 0507 95 96 333
+ Mail: msn@erturgutsanatmerkezi.com
Sosyal Medya:
+ Twitter: www.twitter.com/ErturgutSanat
+ Instagram: www.instagram.com/ErturgutSanat
+Facebook: www.facebook.com/ErturgutSanat
+Telegram Kanalı: https://t.me/kultursanathaberleri
+ Youtube: www.youtube.com/ErturgutSanat
+ Foursquare: Erturgut Sanat
+ Skype: erturgutsanat (online dersler için)
+ Grup: Erturgut Sanat
+ Android Uygulama: Erturgut Sanat
Adres / Erturgut Sanat Merkezi Nerede?
Cemal Gürsel Caddesi (Yalı Caddesi) No: 426 Bayerler Apartmanı – Zemin Kat Daire. 1 Karşıyaka / İzmir
