Kendini İfade Aracı Olarak: Selfie.. Herhangi bir sosyal medya platformunda yeterince uzun gezindiğinizde çok sayıda özçekimle karşılaşmanız kaçınılmazdır. Tipik olarak akıllı telefonlarla, kol mesafesinde veya aynalarda çekilen bu fotoğraflar, görünüşte yeni olan, bir kendini ifade etme biçimi olarak hayatlarımıza dahil olurken dijital dünyaya da hâkim olmaya başladı.

Ancak biraz daha yakından bakarsanız, günümüzün “selfie” sinin uzun bir sanat tarihi geçmişine sahip olduğunu göreceksiniz.

Daha iyi Selfie ve Fotoğraflar çekmek için Fotoğrafçılık Kursu hakkında bilgi almak isterseniz Buraya Tıklayarak bilgi edinebilirsiniz.

Kişinin kendi imajını kontrol etme arzusu, yüzyıllardır sanatçıların da endişesi olmuştur, birçoğu kimlik kavramlarını sorgularken kendilerini görünmek istedikleri gibi temsil etmek için otoportreyi bir araç olarak kullanmıştır.

Sanat eleştirmeni Jerry Saltz selfie fenomeni üzerine düşünürken, “Bu sanat gibi bir şey. Belli bir yoğunlukları var ve insanların modern yaşamın fotoğrafçıları olduğunu kaydetmeye başlıyorlar. ” Hakim olan ortam değişmiş olsa da, kendini belgeleme dürtüsü devam ediyor. Bu yazımızda, Orta Çağ’dan günümüze kendi kendini temsil etmenin evrimine ve arkasındaki dürtülere kısaca bir göz atacağız.

Albrecht Dürer

Selfie Nedir?

The Self-Portrait: A Cultural History (Otoportre: Kültürel Tarih) adlı kitabında James Hall, otoportre türünün, dönemin kişisel kurtuluş ve kendi kendini inceleme ile meşgul olması nedeniyle orta çağlarda başladığını savunur.

Bir form olarak otoportreyi gerçekten ustalaştıran ilk sanatçı, Orta Çağ ve Rönesans dönemi arasındaki zirveden ortaya çıktı. Onun adı, bugün dahi resim derslerinde konu olarak defalarca kendisine döndüğümüz, Alman ressam Albrecht Dürer’di.

1500 yılında 28’inde yaptığı Otoportre, kendisini aynı kıvrımlı saçlar ve sabit, etkileyici gözlerle Mesih’in benzerliğinde tasvir etti. Fiziksel benzerlikler bir yana, resmedildiği simetrik, kafa kafaya kompozisyon, sanatçılar ya da sıradan insanlar için değil, neredeyse her zaman mesih resimlerine mahsustur.

Kürk astarlı bir cüppe giyen kıyafetleri onu zenginlik, stil sahibi ve sofistike bir adam olarak öne çıkarıyor. Yine de, dindar bir adam olarak, bu karşılaştırmanın kelimenin tam anlamıyla Mesih’in elini kaldırdığı yerde aranamayacağını varsayabiliriz, Durer, doğrultuda sanatsal yeteneğinin Tanrı’nın bir armağanı olduğunu ima ederek elini içe doğru, kalbe işaret ediyor.

Rembrandt

Tarihten Bugüne Selfie

Pek çok sanatçı için otoportre, benliğin evrimini belgelemenin bir yolu olmuştur. 80’den fazla otoportreden oluşan bir cephaneliğe sahip olan bu arayışta belki de hiç kimse Hollandalı usta Rembrandt kadar titiz davranmamıştır. Resim yaparak, değişen servetlerini, ruh hallerini ve fiziksel koşullarını belgeleyerek hayatı boyunca çeşitli hallerde kendini yakalamayı başarmıştır. 

Rembrandt’ın oto-portreleri, hırslı ve kendinden emin 22 yaşındaki birinden, yaşlılığın başlangıcıyla boğuşan 63 yaşındaki yıpranmış bir çocuğa kadar, benliğin hiçbir zaman tekil bir varlık değil, sürekli değişen, daima dönüşen bir şey olduğunu bizlere gösteriyor.

Kariyeri ilerledikçe sanatçı, kendi portresini bir pazarlama veya kendini tanıtma aracı olarak kullanmış ve birçok zengin koleksiyoncu da ünlü sanatçının portrelerine yatırım yapmak istemiştir.

Otoportre, bir noktadan sonra, sadece sanatçıyı görsel olarak değil, aynı zamanda tekniğin bir göstergesi olarak gelecekteki komisyonlara olanak tanıyacak bir reklam işlevi görmüştür. Bunun bariz bir temsili de Rembrant’tır.

Frida Kahlo

Kendini İfade Aracı Olarak: Selfie

Frida Kahlo için otoportre, hem fizyolojik hem de duygusal acıyı işlemenin ve hem de sanatçı Diego Rivera ile olan çalkantılı ilişkisini kronikleştirmenin bir yoluydu. “Selfie” nin gücünü bir ifade aracı olarak sezgisel olarak kavramıştı ve bunu şu şekilde ifade etmişti: “Kendi portrelerini çiziyorum çünkü en iyi tanıdığım kişi benim. Kendi gerçekliğimi çiziyorum.” Ciddi bir otobüs kazasının ardından Kahlo, model olarak yalnızca kendisi ile uzun yıllar baş başa kaldı…

Babası, dinlenirken kendini boyayabilmesi için yatağının üzerine bir ayna koydu. Hayatı boyunca yarttığı 143 resimden 55’i otoportreydi. Kendini yansıtan eserlerinden en çarpıcı örneklerden biri, The Two Fridas’tır ki bu eser, onun kapsayıcı temalarının çoğunu içinde barındıran, dualite ilkesini kadın deneyimi ve Meksika kültürüyle harmanlayan bir eserdir. Resimde birbirine yakın iki figür el ele tutuşur vaziyettedir. Kalpleri açıkta, bir yandan kesilmiş ve diğer yandan Rivera’nın minik bir portresine bağlanan ortak bir arterle birbirine bağlanmış iki Kahlo başroldedir.. Sembolizm açısından zengin olan bu anımsatıcı otoportre, bir benlik dualitesini tasvir ederken aynı zamanda boşanmasının ardından hissettiği duygusal kargaşayı da sanatla izah eder…

Cindy Sherman

Kendini İfade Aracı Olarak: Selfie

Otoportre, sanatçılar tarafından stereotiplere meydan okumak için de kullanılmıştır. Fotoğrafçı Cindy Sherman, kimlik oluşturma ve gerçekleştirme yöntemlerimizi incelemek adına son 40 yılını sayısız farklı karakter kılığına girerek geçirmiştir. Bunlar, rol yapma ve sosyal ve cinsel klişeleri parçalamanın bir yolu olarak yaratılan kılık değiştirmiş otoportrelerdir. Sherman, kendisini zengin mirasçılara ve katil palyaçolara dönüştürerek, film yıldızlarını ve ünlü tabloları taklit ederek bir kariyer geçirmiştir. Ancak son birkaç yıldır, Sherman, karikatürize edilmiş bir dizi özçekim üreterek Instagram’a geçiş yaptı. Tanınabilir arketiplerin kullanımı bir anlatı öneren önceki çalışmalarının aksine, bu yeni görüntüler sosyal medyanın beslediği narsisistik eğilimlere adeta bir ayna tutuyor gibi… Sherman’ın özçekimleri, fotoğraf düzenleme teknolojilerini mantıksal uç noktalarına taşıyarak, ters giden bir kendini ifade etme arzusunun garip temsilleri haline geliyor.

Otoportre ve Özçekimlerin Ortak Noktası Nedir?

Geleneksel otoportre ile günümüz selfie’si arasında birçok farklı kompozisyon farklılığı olsa da, her ikisi de temelde bir ortak noktayı paylaşıyor. İster Van Gogh’un kendi portresinde olduğu gibi duygusal derinliği ifade etmek için, ister Andy Warhol’un serigrafilerinde olduğu gibi benliği mitolojileştirmek için kullanılsın, hem özçekimler hem de oto-portre, bir kişinin hayatının özünü yakalama arzusunu paylaşır. Bu kişi için özel bir an temsilidir…

İnsanlar bu şekilde, yine insan doğası içinde var olan, temel dürtüleri ortaya koyarlar: kaydetme, belgeleme, muhafaza etme arzusu. Bu, fırçanın yahut merceğin ötesinde bir mesaj verir. Bu mesaj şöyledir:  “Ben buradaydım”.

Daha Fazlası İçin Bize Ulaşın

İzmirde yapılan sanat etkinliklerine, galerilere, konserlerine ve daha fazla kültür sanat haberlerine sitemizin blog sekmesini takip ederek ulaşabilirsiniz.

Daha fazla enstrüman bilgilerine ulaşmak için bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz. Ayrıca kurslarımız hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşmak için bizi 0507 95 96 333 numaralı telefonumuzu arayabilir ya da mesaj bırakabilirsiniz.

Aklınızda oluşan soru işaretlerini gidermek için direkt sanat merkezimize de gelebilirsiniz. Özellikle önceden arayıp randevu alarak ücretsiz bir şekilde hocalarımıza danışabilirsiniz. Deneme dersinde hangi sanat alanına yatkın olduğunuzu keşfedip kendinizi istediğiniz alanda geliştirebilirsiniz.

Erturgut Sanat Merkezine Nasıl Gelebilirim?

Sanat merkezimize İzmir’in her yerinden metroyla, otobüsle, vapurla ulaşım çok kolaydır. Karşıyaka dışından gelmek zor diye düşünmeyin sanat merkezimizin ulaşımı çok kolay, konumu da çok merkezidir.

İzmir’in neresinden isterseniz kolaylıkla gelebilirsiniz. Kaliteli bir eğitim istiyorsanız, mesafe bana uzak diye düşünmeden önce kesinlikle bir kez sanat merkezimizi ziyaret etmeli ve en azından bizimle bir kahve, bir çay içip sanat merkezimizde gerçekleşen eğitimler hakkında bilgi alıp, sıcak, samimi, eğlenceli sanat ortamımızı kendiniz görmelisiniz.

Karşıyaka Yelken Klübünün 300 metre, Bostanlı tarafına doğru  ilerisinde, halı sahaların çaprazında, Lion Kafe’nin yanında  zemin katta, Karşıyaka Yalı’ da sahilde yer almaktadır.

Aynı zamanda msn@erturgutsanatmerkezi.com mail adresimizden de bize ulaşıp hemen geri dönüş ile aklınızdaki soru işaretlerini giderebilirsiniz. Mutlu, umutlu, sağlıklı, sanat ve sağlıkla dolu günler dileriz..

Adres / Erturgut Sanat Merkezi Nerede?

Cemal Gürsel Caddesi (Yalı Caddesi) No: 426 Bayerler Apartmanı – Zemin Kat Daire. 1 Karşıyaka / İzmir

Öğrencilerimiz kursumuzu İzmir’in her yerinden tercih etmektedirler, Buca, Bornova, Alsancak, Gaziemir, her bölgeden öğrencilerimiz bulunmaktadır, sadece Karşıyaka’dan değil İzmir’in her noktasından bir sürü gitar öğrencimiz vardır.