Batı Müziğinde Türk tesirini incelemek istediğimizde bakacağımız alanlar şunlar olmalıdır: Vurmalı çalgılar, ritmik dokular, gizemli, otantik ezgiler, opera ve bale yapıtları tiplemeleri, konuları ve elbette mekân çeşitlemeleri…
Bu noktada belirtmemiz gereken önemli bir husus ise Batı edebiyatı ve resmine Türk motifi ve Türk Karakteri nasıl bir imge olarak biçimlendirildiyse; müzikte de bu imgesel yakıştırmayla biçimlendirilmiştir. Öyle ki çalgının tınısı ve müziğin şekillenişi, bestecinin Türk algısına dayalı bir gidişat sergilemiştir. Peki, bestecideki Türk algısı hangi unsurlara dayanır?
Bilhassa Mehter bandosu oldukça etkili bir imge aracı olmuştur. Bunun başlıca nedeni ise Türk’ün Batı’ya sesini duyurmasında çağlar boyunca savaş bandosunun etkili olmuş olmasıdır. Zira Osmanlı, savaşta da barışta da bandosunu gittiği her yerde yanında taşımıştır.
Türk Ve Batı Motifleri
Elçi kabullerinde, elçi değişimlerinde törenin ardından şehrin sokaklarında konser eşliğinde dolaşan Mehter Bandosu, müziği, ritmi, ezgileri, yürüyüşü, giysileri kışça her şeyiyle dikkatleri üzerine çekmiştir. Öyle ki günümüzde Batı orkestrasının yerleşik çalgıları arasında bulunan pek çok vurmalı çalgı (kös, üçgen, nakkare, çevgan) Türk Mehter Müziği enstrümanlarından gelmektedir.
17. Yüzyıla şöyle bir bakacak olursak 1670’te Fransız besteci Lully’nin, Molière’le ortak yazdığı Kibarlık Budalası’nda mehter adımlarını, vurmalı çalgıları ve Türkçeye benzer sözcükleri kullandığını görürüz. Bunun yanısıra Beyazıt ve Timur için pek çok opera yazılmıştır. Ayrıca Fatih ve Kanuni de, Batı müziğinin opera konuları arasında önemli bir yere sahiptir.
17. yüzyılın son yirmi yılında, Barok Dönem’in ortalarında bestelenen Türk konulu opera ve balelerden bazıları:
– Jean-Baptiste Lully’nin Kibarlık Budalası(Le Bourgeois Gentilhomme, 1670);
– Johann Wolfgang Franck’ın Şanslı Büyük Vezir Kara Mustafa (Der Glückliche Grossveiser Cara Mustapha) operası (1686);
– Daniel Purcell’in 13. İbrahim (İbrahim the 13th, Emperor of the Turks) operası (1696);
– Carlo Francesco Pollarolo’nun İbrahim Sultan (L’lbraim Sultano) operası (1692);
– Reinhard Keiser’in II. Mehmet (Mahumet II) operası (1696).
Bilhassa II. Viyana Kuşatması’nın ardından Viyana başta olmak üzere bütün Avrupa’ya sirayet eden bir Türkomanya yaşanır. Öyle ki İngiltere’ye değin uzanan bu akımla birlikte lokumdan kahveye, kıyafetten, maskeli balolara, karnavallardan cambazlık gösterilerine, kukla gösterilerine kadar etkin bir Türk imajı çizilmeye ve gösterilmeye çalışılmıştır.
Bu etki zaman içinde sanatın önemli bir malzemesi haline gelmiştir. Yüzlerce sahne yapıtı bu tesir altında ortaya çıkmıştır.
18. yüzyılda yazılan Türk tesirli yapıtları da şu şekilde özetleyebiliriz:
– George Frideric Handel: Timur (Tamerlano) operası (1724);
– Antonio Vivaldi: Bayazıt (Bajazet-Tamerlano) operası (1735);
– Jean-Philippe Rameau: Zarif Hindistan (Les Indes galantes) balesindeki Cömert Türk (Le Turc généreux) sahnesi (1735);
– Johann Adolf Hasse: Süleyman (Solimano) operası (1753);
– WillibaldGluck: Kadının Fendi Kadıyı Yendi (De Betrogene kadı, 1761);
– Ifigeniya Kırım’da (Iphigénie en Tauride) operası (1779);
– Joseph Haydn: Eczacı (Apotheker) operası (1768),
– Beklenmeyen Karşılaşma (L’lncontro improvisso) operası (1775),
– Askeri Senfoni (Military Symphony) No. 100 (1794)
18. Yüzyılda özellikle de 1770’lerde Türk Marşı yazmak ve bestelemek pek çok batılı besteci arasında bir yarış bir moda halini almıştır.
Wolfgang Amadeus Mozart, La Majör Piyano Sonaf/’nın (K.331, 1778) son bölümüne “Alla turca” başlığı altında bir marş yazar. Bestecinin Türk konulu diğer yapıtları arasında bir keman konçertosu, bir bale yapıtı, biri yarım kalmış ve biri de çok ünlenmiş iki operası vardır. Açıkçası Mozart’ın bu ilgisi daha sonra başlı başına bir konu haline gelecektir. Mozart’ta Türk Etkileri…
Yine bir örnek de Beethoven’dan gelecektir. 1812’deki Atina Harabelerinde Zincire Vurulmuş Dervişler Korosu’nun şarkı ve danslarıyla Türk marşı havasında bir müzik sunar. Dokuzuncu Senfoni’nin finalindeki ısrarlı ritim dokusunda vurmalı çalgıların görkemli yükselişi adeta Türk müziğini vurgular niteliktedir. Ayrıca, Wellington’un Zaferi başlıklı senfonik yapıtında da Beethoven zaferin görkemini mehter vurgularıyla belirtir.
19. yüzyıldaki Türk temalı opera ve baleler ise şöyle sıralanabilir:
– Carl Maria von Weber: Ebu Hasan (Abu Hassan) operası (1813);
– Gioacchino Rossini:İtalya’da bir Türk (Il Turco in Italia) operası(1814);
– II. Mehmet (Maometto II) operası(1820);
– Korent Kuşatması (Le Siege de Corinthe)operası (1826);
– Giuseppe Verdi: Attila operası (1846);
– Georges Bizet: Cemile (Djamileh) operası (1872).
20. yüzyıl başlarında ise
– Boris Asafyev’in Bahçe Saray Balesi(1934);
– Leo Fall’in İstanbul Gülü (Die rose von Stambol) opereti (1916)
– Seymour’un Paşanın Bahçesi (In the Pasha’s Garden) balesi(1935)
Türk konulu sahne yapıtlarına birkaç örnektir.
Daha Fazlası İçin Bize Ulaşın
İzmirde yapılan sanat etkinliklerine, galerilere, konserlerine ve daha fazla kültür sanat haberlerine sitemizin blog sekmesini takip ederek ulaşabilirsiniz.
Daha fazla enstrüman bilgilerine ulaşmak için bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz. Ayrıca kurslarımız hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşmak için bizi 0507 95 96 333 numaralı telefonumuzu arayabilir ya da mesaj bırakabilirsiniz.
Aklınızda oluşan soru işaretlerini gidermek için direkt sanat merkezimize de gelebilirsiniz. Özellikle önceden arayıp randevu alarak ücretsiz bir şekilde hocalarımıza danışabilirsiniz. Deneme dersinde hangi sanat alanına yatkın olduğunuzu keşfedip kendinizi istediğiniz alanda geliştirebilirsiniz.
Erturgut Sanat Merkezine Nasıl Gelebilirim?
Sanat merkezimize İzmir’in her yerinden metroyla, otobüsle, vapurla ulaşım çok kolaydır. Karşıyaka dışından gelmek zor diye düşünmeyin sanat merkezimizin ulaşımı çok kolay, konumu da çok merkezidir.
İzmir’in neresinden isterseniz kolaylıkla gelebilirsiniz. Kaliteli bir eğitim istiyorsanız, mesafe bana uzak diye düşünmeden önce kesinlikle bir kez sanat merkezimizi ziyaret etmeli ve en azından bizimle bir kahve, bir çay içip sanat merkezimizde gerçekleşen eğitimler hakkında bilgi alıp, sıcak, samimi, eğlenceli sanat ortamımızı kendiniz görmelisiniz.
Karşıyaka Yelken Klübünün 300 metre, Bostanlı tarafına doğru ilerisinde, halı sahaların çaprazında, Lion Kafe’nin yanında zemin katta, Karşıyaka Yalı’ da sahilde yer almaktadır.
Aynı zamanda msn@erturgutsanatmerkezi.com mail adresimizden de bize ulaşıp hemen geri dönüş ile aklınızdaki soru işaretlerini giderebilirsiniz. Mutlu, umutlu, sağlıklı, sanat ve sağlıkla dolu günler dileriz..
+ Telefon – Sabit: 0232 368 88 08 / Sabit telefonumuza 12.00 ile 20.00 saatleri arasında ulaşabilirsiniz.
+ Telefon – Mobil: 0507 95 96 333 / Mobil telefonumuza 9.00 ile 23.00 saatleri arasında ulaşabilirsiniz, veya istediğiniz her saat sizi aramamız için mesaj bırakabilirsiniz.
+ Whatsapp: 0507 95 96 333
+ Mail: msn@erturgutsanatmerkezi.com
Sosyal Medya:
+ Twitter: www.twitter.com/ErturgutSanat
+ Instagram: www.instagram.com/ErturgutSanat
+Facebook: www.facebook.com/ErturgutSanat
+Telegram Kanalı: https://t.me/kultursanathaberleri
+ Youtube: www.youtube.com/ErturgutSanat
+ Foursquare: Erturgut Sanat
+ Skype: erturgutsanat (online dersler için)
+ Grup: Erturgut Sanat
+ Android Uygulama: Erturgut Sanat
Adres / Erturgut Sanat Merkezi Nerede?
Cemal Gürsel Caddesi (Yalı Caddesi) No: 426 Bayerler Apartmanı – Zemin Kat Daire. 1 Karşıyaka / İzmir
İsteyen herkes doğru eğitimle bir müzik aleti çalabilir, resim çizebilir, tiyatro oyunu sahneleyebilir, güzel fotoğraflar çekebilir. Bunları yapabilmek için yetenekli doğmak zorunda değilsiniz, sanat merkezimize başvurduğunuzda bunları yapabilmek için zaten gerekli tüm eğitimi alacaksınız. Sizin gelişiminize en uygun programı hazırlayıp sizlere sunduğumuz için gerekli tüm bilgiyi edineceksiniz.
Sanat merkezimize İzmir’in her yerinden metroyla, otobüsle, vapurla ulaşım çok kolaydır.
Karşıyaka dışından gelmek zor diye düşünmeyin sanat merkezimizin ulaşımı çok kolay, konumu da çok merkezidir.
İzmir’in neresinden isterseniz kolaylıkla gelebilirsiniz. Kaliteli bir eğitim istiyorsanız, mesafe bana uzak diye düşünmeden önce kesinlikle bir kez sanat merkezimizi ziyaret etmeli ve en azından bizimle bir kahve, bir çay içip sanat merkezimizde gerçekleşen eğitimler hakkında bilgi alıp, sıcak, samimi, eğlenceli sanat ortamımızı kendiniz görmelisiniz. Ayrıca yazının devamını da okuyup ulaşım konusunda daha daha fazla bilgi sahibi olabilirsiniz.