Bağlama ve Ailesi sazlarını tanıyabilmek için önce bu sazların atası olarak bilinen KOPUZ`un tanınması gerekiyor. Kopuzu tanıtmaya başlamadan önce size bir öneride daha bulunacağız, buradaki yazının ortalarında bağlamaya dair tüm detayların anlatıldığı videolara ulaşabilirsiniz —> Bağlama Videoları 


İnsanlar, su kabağının üst kısmına ince deriler gerdirip sap ilave etmişler ve kiriş tellerini deri üzerinden geçirmek sureti ile sesin daha net çıkmasını sağlamışlar. Yay ile çalınanlara “IKLIĞ” parmak veya mızrap türünden maddelerle çalınan türlerine de “KOPUZ” adını vermişler.


IKLIĞ yaylı sazların, KOPUZ ise mızraplı sazların atası olarak bilinmektedir. Kopuz, sonraları su kabağı yerine armudumsu şekilde ağaçlardan oyularak yapılmış, üzerine yine deri gerilmiş, kiriş teller takılarak uzun yıllar çalınmış, daha sonraları da derinin yerini ağaç (göğüs-ses tablosu), kiriş tellerinin yerini ise metal teller almıştır.
Mızraplı sazların atası alarak bilinen Kopuz, Türklerin en eski sazlarından biridir. En az 1500 yıl kullanılmış olan bu ünlü mızraplı saz, bugün yerini Anadolu`da bağlama ve ailesi sazlarına bırakmış olmakla beraber, Orta Asya ve Sibirya Türkleri tarafından halen kullanılmaktadır.
Bağlamanın ses sahası 2,5 oktav olup, ses tablosu üzerine yapıştırılan ilave perdeler ile ses sahası 3 oktava kadar da çıkarılabilir.

Bağlama ailesi sazlarını büyükten küçüğe aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. Sıralamaya başlamadan önce de bağlama çalma konusunda daha profesyonel olmak isteyenlere çok önemli önerilerimiz var, işte o öneriler; Daha İyi Bağlama Çalma Önerileri


 

BAĞLAMA NEDİR ?

MEYDAN SAZI

Meydanlarda çalınmasından dolayı Meydan Sazı denilmiştir. 12 teli bulunması nedeniyle bazı yörelerde 12 telli sazda denilmektedir. Meydan sazı bağlama ailesinin en büyük sazıdır. La sesine akort edilir. Form boyu 52,5cm, sap boyu 70cm, tel boyu 112cm, form eni ve derinliği 31,5cm dır. En ince teli 0,35 – 0,40 numaradır. Çoğunlukla kalın bam telleri kullanılır.


DİVAN SAZI

Meydan sazından biraz daha küçüktür. Dokuz telli yada yedi telli olarak kullanılabilir. Meydan sazından dört ses daha tiz akort edilir. Form boyu 49cm, sap boyu 65cm, tel boyu 104cm, form eni ve derinliği 29,5cm dır.


ÇÖĞÜR

Divan sazına yakın büyüklükte 9 ile 6 tel takılmakta ve 15 kadar perdesi bulunmaktadır. Akordu alt iki tel (La), orta iki tellerin birisi (La) diğeri ise (Re), üst teller ise (Sol) sesine akort edilir. Çöğür ile; Nefes, Ayin ve Semai gibi havalar çalınır. Bugün daha çok curası kullanılmaktadır. Çöğür Curası, çöğürün bir oktav daha tizi ve küçüğüne denir.



BAĞLAMA

Adını alan ailenin temel sazıdır. 17-24 perdesi vardır. Meydan sazından bir oktav, Divan Sazından ise beş ses daha tizdir. 6-9 tel takılır. Alt telleri(La) sesine akort edilir. Düzen değişikliklerinde orta ve üst tellerin akortları değiştirilir. Form boyu 42cm, sap boyu 55cm, tel boyu 88cm, form eni ve derinliği 25cm dır.
Bağlama, yapım itibarı ile sert ve zamanla şekil değiştirmeyen ağaçlardan imal edilir. Bunların yumuşak ağaç olmalıdır. Genellikle Dut, Gürgen, Kestane, Ardıç, Karaağaç, Ceviz gibi ağaçlardan yapılır.

Göğüs bölümünde kullanılan ağaçlar ise akustiği daha güzel elde etmek için Köknar, Çam, Ladin gibi ağaçlarlardır.

Bağlamanın sap kısmında ise Gürgen, Ak Gürgen, Ardıç veya Ceviz gibi sert ağaçlar kullanılır.


Bağlamada ses çıkarabilmek için gövdesini sağ dizimizin üzerine koyar ve mızrapla (tezene) tellere dokunuruz. Perdelere basarak ta değişik nota seslerini elde ederiz.

Bunun yanında bağlamanın tellerini çeşitli seslere göre ayarlamaya Düzen denir. Düzenler bir ezginin bağlamadaki gerek tavır ve gerekse çalınış özelliğini ifade eder. Aynı ezgiyi başka bir düzenle icra edebildiğimiz halde esasen ahengi değişir. Bazı ozanlarımız kendilerine göre düzenler kullanmışlardır. Zaten düzen adlarının bir kısmının ozanlarımızın isimlerini aldığını görmekteyiz. Bağlama ‘ da düzenleri yedi ayrı şekle ayırabiliriz :

Normal Düzen ( Bozuk Düzen veya Kara Düzen dendiği de görülmektedir )
Bağlama Düzeni ( Aşık Veysel Düzeni veya Veysel Düzeni dendiği de görülmektedir )
Misket Düzeni
Fidayda Düzeni
Müstezad Düzen,
Abdal Düzeni ( Bazlak veya Avşar Düzeni dendiği de örülmektedir )
Cura Düzeni


BOZUK

15-18 perdesi vardır. Üçerli gruplar halinde 9 tel takılır. Bağlama ebatlarındadır. Ortaya iki sarı ve bir ince çelik tel, üste ve alta ise birer kalın sarı ve ikişer çelik tel takılır. Sarı teller çelik tellere göre bir oktav daha pes akort edilir.
Genellikle Güney ve Ege yörelerimizde bozuk olarak bilinir ve çalınır. Bozuk düzeni oldukça yaygındır. Akortları ise alt(La), Orta(Re) ve üst (Sol) seslerine düzenlenir.


ASIK SAZI

Aşıkların ( Halk Ozanlarının ) çalmış oldukları bağlamaya aşık sazı denilmektedir. Normal bağlamaya göre sapı daha kısadır. 13-15 perdesi vardır. Dip perdesi (Re) değil Do`dur. 6-9 telli olarak kullanılır.


TAMBURA

Bağlamadan daha küçüktür. Divan sazından bir oktav tizdir ve divan sazının curası olarak bilinir. Bağlamadan da dört ses daha tizdir. Alt(Re) orta(Do) seslerine akort edilir. Form Boyu 38cm, sap boyu 50cm, tel boyu 80cm, form eni ve derinliği 22.8cm dır.


CURA

Bağlama ailesinin en küçük sazıdır. 7-16 perdesi 3-6 teli bulunmaktadır. Genellikle altı tellidir.Üç tek telli veya altta iki, ortada iki, üstte ise tek telli olanlarının yanı sıra iki telli olanları da vardır. Bağlama ve Bozuk düzenlerine akort edilir. İki telinin akort düzeni alt tel(La) üst tel(Re) dır.


BAĞLAMA CURASI

La sesine akort edilir. Bağlamadan bir oktav tamburadan ise beş ses tizdir. Form boyu 26,5cm, sap boyu 35cm, tel boyu 56cm, form eni ve derinliği 15,5cm dır.


TAMBURA CURASI

Re sesine akort edilir. Tambura`dan bir oktav, bağlama curasından dört ses daha tizdir. Form boyu 22,5cm, sap boyu 30cm, form eni ve derinliği 13,5cm dır.



BAĞLAMA’DA DÜZENLER

EVIÇ LÄ Sİ SOL
MÜSTEZAD LÄ RE FA
MİSKET LÄ RE FA
SABAHA LÄ DO LÄ
BOZUK LÄ RE SOL
YEKSANİ LÄ RE LÄ
ZİRGÜLE LÄ FA SOL
KAYSERİ LÄ Mİ LÄ
ÇARGAH D LÄ RE SOL
SEGAH LÄ RE Sİ
ŞÜR LÄ Mİ Sİ
UMMİ LÄ LÄ RE
HÜSEYNİ LÄ LÄ Mİ
ACEM AŞIRAN
LÄ LÄ FA
MUZZAM LÄ LÄ FA
KÜTAHYA LÄ RE RE
ABDAL LÄ LÄ SOL
BAĞLAMA LÄ RE Mİ
RAST LÄ DO SOL


Müzik aletlerinin seslerinin ayarlanmasına genel anlamda Akort denir. Düzen kelimesi daha çok Türk halk sazları için kullanılır. Bağlamada düzen denildiğinde tellerin belli bir sisteme göre akort edilmesi akla gelir. Düzenden kasıt aslında bu değildir. Düzen, yapılan değişik akortların adıdır. Aslında halk kendisine yabancı olan akort kelimesini kullanmamış, ısrarla düzen demiştir. Bazı durumlarda akort yerine kaynaşma, uyuşma, bağdaşma gibi tabirlerde kullanılmıştır. Düzen kelimesi sadece teller için kullanılmıştır. Sazın her türlü denge ve ayarı için de düzen kelimesi kullanılmıştır (Bu düzende bunu çalamam veya söyleyemem gibi)Bağlama .

Düzen bilme, bağlama çalanlar için çok önemlidir. Bağlama Belli bir uyum ve titizlik içinde yapılır. Düzen yapılırken konuşulmaz, gürültü yapılmaz, bir başkası tarafından saz çalınmaz. Bunun için şöyle bir hikaye anlatılır. Aşığın birisine çok sevdiği değer verdiği yakın arkadaşı başka bir aşığın ölüm haberi gelir. Aşığın tepkisi hiç umulduğu gibi değildir, başlar saz çalıp neşelenmeye, en yakın can Bağlama dostunun ölümüne üzülmeyişinin sebebini soranlara cevabı şudur: İyiydi, hoştu ama ben ne zaman düzen yapsam saz çalardı.


Düzen yapmaya alt tellerden başlanır. Alt teller kendi aralarında kaynaştıktan sonra orta ve üst tellere geçilir. 

Düzenin tam yapılıp yapılmadığını anlamak için düzenin durumuna göre her üç tele birden vurularak seslerin tınlamaları kontrol edilir. Sap üzerinde değişik tellerde aynı sesleri veren perdelerin ses uyumu kontrol edilir.


Düzen kavramı, bağlama türünün gelişmemiş ilk şekillerinden itibaren vardır. İlk çağlarda, sapın ucunda düzen burguları olmamasına rağmen, teller belli bir alışkanlık içerisinde gerilerek sapa ilmik yapılırdı. Sonraki dönemlerde bu sazlarda düzen burguları görülmeye başlamıştır. Kopuzda da, kuruluca kopuz kavramıyla düzenin belli bir anlayış içinde yapıldığı tahmin edilir. Bu ilk örnek sazlarda melodi henüz yoktu. Saz çalmaktan amaç ritm ve ses çıkarmaktı. Daha çok söze ritmle eşlik etmekti. Melodik yapının gelişmesiyle tel sayıları artmış ve değişik düzenler yapılmaya başlamıştır.

Kırgız Türklerinde düzene berene denilir. Bugün Balıkesir yöresindeki Barana havalarının berene sözcüğü ile bir ilişkisi olabileceği düşünülebilir.

Gerek gelenekte, gerekse günümüzdeki profesyonel Bağlama icralarda düzen yapma ve düzen bilme önemlidir. İyi bir bağlama sanatçısının düzen bilme zorunluluğu vardır. Bu yöresinde de böyledir. Bir Misketi Misket düzeninde, Şeker Oğlanı Bağlama düzeninde, Hüdaydayı Hüdayda düzeninde bir Çiçek Dağını da Bozuk düzende Bağlama çalamayan kişiyi bağlama sanatçısı olarak kabul etmezler. Bu örnekleri diğer yörelerimizde de görmek mümkündür. Yukarıda belirtildiği gibi çalınacak parçaya göre düzen yapma geleneği vardır ve çalınan parçaların dizileri birbirinden farklıdır. Buradan farklı diziler farklı düzenlerde çalınır yargısına varmak yanlış olur. Birbirinden farklı dizileri olan birçok parça Bozuk düzende çalındığı gibi, dizisi Şeker Oğlandan çok farklı olan Kalenderi Divanı da Bağlama düzeninde çalınmaktadır. Şeker Dağı Bozlağını da Misket Düzeninde çalma alışkanlığı vardır. Dolayısıyla, parçaların çalınış özellikleri ve tavrı, değişik düzenler yapma gereğini doğuruyor diye biliriz. Ayrıca Hüdayda Bağlama oyun havasında olduğu gibi parçaya göre düzen düşünülebilir. Misket, Müstezat, Bozlak düzenlerinde olduğu gibi diziye göre düzen kavramı ortaya çıkmaktadır. Bağlama ebat ve türlerini göz önünde bulundurursak bağlamanın yapısına göre düzen yapıldığı kolaylıkla görülebilir. (Tanbura düzeni, Çöğür Düzeni,Cura Düzeni v.b). Genellikle Alevi ve Bektaşi Dedelerinin çaldığı iki telli veya Dede sazı denen saz, alt ve üst olmak üzere iki sıra tellidir. Düzeni de farklıdır (Alt tel La, Üst tel Mi). Buradan tel adetine göre düzen düşünülebilir.


Bazı parçaların hem Bağlama, hem de Bozuk düzende çalındığı düşünülürse ortama ve isteğe göre düzen kavramı ortaya çıkar. Misket ve Müstezat düzenlerinin bazı yörelerde Kayseri, Karadeniz gibi düzenlerin olması yörelere göre düzen yapıldığını gösterir. Azeri, Abdal, Türkmeni gibi düzenler insan topluluklarına ait düzenlerdir. Aynı yörelerden bazı aşıkların farklı düzenler çalmaları kişilere göre düzen olabileceğini gösterir. İcranın ve okuyucunun ses yapısına göre bazen transpoze çalma, bazen de akort değiştirme alışkanlığı vardır (Misket düzenindeki parçaların Bozuk düzende Sİ, LA, RE perdesi üzerinde çalınması gibi). Buradan da kişilerin seslerine göre düzen yapıldığı ortaya çıkar. İcra edilecek parçanın ses genişliğine göre düzen düşünebilir. (Dokuz perdeli bir cura ile bir buçuk oktav ses genişliğindeki bir parça Bağlama düzeni yapmayı gerektirir). Bazen bağlama üzerindeki tel kalınlığı istenilen akortu yapmaya elverişli olmayabilir. Bu durumda da değişik düzen yapılabilir. Ayrıca hızlı hareketi gerektiren parçalarda daha kolay çalınabilecek başka bir düzende çalınma yoluna gidilebilir. Konservatuarlar gibi bağlamanın eğitiminin yapıldığı kurumlarda düzen kavramının açıklık kazanması, hızlı icra, temrin, ajilite gibi çalışmalar için de düzen değiştirilebilir. Bazen de duyulmak istenen karar sesi için düzen değiştirildiğine rastlanır. Bağlama bazı yörelerin kendine özgü olan yöresel sazlarına benzetilmek istenir. Bunun için de bağlamanın telleri benzetilmek istenen sazın özelliklerine göre değiştirilir ve düzenlenir (Karadeniz parçalarını bağlamada çalarken kemençe akortu yapıldığı gibi). Çok özel hallerde, profesyonel icralarda, ebadı birbirinden farklı olan sazları kendi bünyelerine uygun olmayan düzenlerde de çalma durumu ortaya çıkabilir.


Düzenler şu durumlara göre ortaya çıkmışlardır.

1- Dizilere göre; 2- Melodik yapıya göre; 3- Seslerine göre; 4- Tavırlarına göre; 5- Çalınacak ezgiye göre; 6- Ritmik yapıya göre; 7-Bağlamanın boy ve ebadına göre; 8- Bağlamanın tel durumuna göre;9- Yörelere göre; 10- İnsan topluluklarına göre (Boy, kavim, aşiret,vb.); 11- İcra durumuna göre; 12- Kişiye göre; 13- Ortam ve isteğe göre; 14- Diğer (çalışma, egzersiz, gösterivb.) Bağlama s saz notası notaları nota saz notaları türkü notaları bağlama bağlama dersi bağlama dersleri

Evrenselleşme yolunda hızla ilerleyen bağlamada, ulusal ortak zevkin ve tercihlerin oluşmasında önemli adımlar atılmaktadır. Ancak bu gelişmenin tek düzeleşme ve bağlamanın yalnızca belli bir yönünü içine alarak oluşma tehlikesi belirmiştir. Gerçek entellektüellerin toplumu bu anlamda ileriye taşıyamaması ve serbest piyasa üretimlerinde pazar kaygısı güdülmesi bu oluşumun temel etkenlerindendir. Unutulmamalıdır ki; Anadolu kültürü ve bağlı olarak müziği bir bütündür ve bu bütünün ilerici nitelikli olan her değeri özenle korunmalı, geliştirilmeli ve geleceğe aktarılmalıdır